Güneş üzerine bir çeşitleme…
Yenilenebilir enerji günümüzün parlayan yıldızı…
Sistem üreticileri Çin dışında yoğunlukla AB ülkeleri… Teşvikler de burada yoğunlaşıyor. Fotovoltaik (PV) panel üretiminin hammaddesi yine AB ülkelerinin başı çektiği birkaç üreticinin tekelindedir.
Yoğunlaştırılmış güneş enerjisi (Concentrated Solar Power) ise, PV’ye göre daha esnek sayılabilir. Burada geliştirme çalışmaları teknoloji yoğun alanlara kaymış olmasına rağmen, kullanılan teknolojiler dışında hammadde açısından PV kadar bir tekelleşme olmadığı gözükmektedir.
Bana göre rüzgarda ve güneşte pazarı ikiye ayırmak gerekiyor.
Birincisi bireysel, öteki ticari pazar…
Bu pazarlarda fiyatlar nerelerde?
Bireysel kullanıcılar için fatura bedeli yaklaşık 13 €Cent/kWh civarındadır. Buradaki tarifeden, devletin vereceği fiyatı kast etmiyorum. Bizzat vatandaşın fatura bedeli olarak ödediği rakamlardan söz ediyorum.
Önce güneşi irdeleyelim.
Türkiye’de yatırımcının yatırım iştahı 5 yıldan daha kısadır. 10 yıllara uzayan geri dönüşlere girmez, giremez…
Bireysel kullanıcıların PV pazarında yatırım bedeli 4€/Wp (kurulu güç başına) civarındadır. Buradan yola çıkarak çok basit hesaplarla 3 kW’lık bir yatırımın geri dönüşü 35.5 yıl olacaktır. Yanlış mı yapıyorum? O zaman, tarife öyle düzenlenmeli ki, bu 35.5 yıl daha makul sürelere geri çekilebilsin. Eğer 26 €Cent/kWh olursa, 17 küsur yıl, 52 €Cent/kWh olursa 8 küsur yıl… Hadi sistem yatırım bedeli de ucuzladı, 2€/Wp oldu, 52 €Cent/kWh saat tarife ile ancak o zaman 4 küsur yıl…
Burada yasa ile hedeflenen çift taraflı tarife ile yatırımın yarı-yarıya azaldığını varsayalım. Bu halde bile, 2€/Wp ve 26€Cent/kWh tarife ile 5 yılın altına düşülebilir.
Sanayi tipi üretimde ise ortalama alınan fiyat 7.5 €Cent/kWh ile, sanayi üreticilerinin PV pazarında bir şansının olamayacağı çok açık görülüyor. Bu kapsamda ancak 1€Cent/Wp ve 52 €Cent/kWh gibi tarifeler gerekli olacak gibi geliyor…
Rüzgarı irdeleyelim.
Bireysel kullanıcılarda rüzgar gülü kurduğumuzu varsayalım. Bu da 3€/Wp gibi bir yatırıma karşılık gelmektedir. 3 kW’lık bir sistemden yola çıkarak, yatırımın geri dönüş süresi 17.3 yıl olacaktır. Burada da tarife 26€Cent/kWh olursa süre 8 küsur yıla düşecektir. Veya yatırım maliyeti 2€/Wp olursa, 10 yıl civarında olacaktır.
Güneş ile rüzgarın hibrid kurulumu, yatırımcıya avantaj sağlayacak bir sinerji yaratabilir.
Bunun yanında CSP bir hayat bulabilir mi?
Ben olabileceğine inanıyorum. Çünkü şu anda depolama sorunlarının dışında maliyetler 3,000€/MW civarına gelmiş durumda… Özellikle puant gücü karşılayabilmesi açısından bir seçenek olarak ortaya çıkıyor…
Yenilenebilir enerji olmalı mı? Buna ne şüphe, tabii ki olmalı…
YEK çıkabilir mi?
Ben sanmıyorum.
Uygulanan mali politikalarla İspanya veya Almanya gibi cesur adımlar atılamaz diye düşünüyorum ki onlar dahi artık geri adım atmaya başlamış durumdadır. Çin’den beklenen adımlar da gelmeyeceğine göre, özellikle PV alanında ciddi daralmalar ve sektörde küçülmeler olması kaçınılmaz gözüküyor… Bunun üzerine hala ürkek ve korkak olan yatırım sermayesini de koyarsanız, çok dikkatli olunması gerektiği zaten ortadadır.
Diyelim ki YEK çıktı ve bir şekilde bireysel kullanıcılar dışında sanayi üreticileri de 10,000 MW kurulu güce ulaştı. Güneşte istenen 26€Cent/kWh da kabul edildi. Ortaya çıkan maliyet yılda en az 5.33 milyar €’dur. Bir yerlerden bu para bulunmak zorundadır.
Bu bedel alınabilir mi?
Bana göre kesinlikle evet, ama hükümete göre “bilmem ki”…
Hükümet biraz olaya en ucuz ve kısa çözüm açısından ve bunalmış bir biçimde günü kurtarmak açısından bakıyor gibi geliyor.
Diğer yandan, Türkiye’de ciddi üretim olmadığından ve ne olursa olsun hammadde yurtdışından geleceğinden, “kökü dışarıda lobiler” öcüsü de ciddi biçimde rahatsız ediyor. www.yesilekonomi.com / 22.11.2010