Almanya iklim hedeflerinden uzaklaşıyor mu?
Federal hükümet nükleer santrallerin işletim süreleri ile ilgili enerji programını bugün onaylayacak. Hazırlanan plana göre 1980’den önce devreye giren yedi santral 8, kalan on santral de 14 yıl daha işletilecek.
Hükümet bunun karşılığında nükleer santralleri işleten şirketlerden devletin kasasına 30 milyar euro girmesini hedefliyor.
Söz konusu düzenleme özünde Almanya nın enerji ihtiyacının 2050 yılına kadar yenilenebilir kaynaklardan elde edilmesini kapsıyor. Bu bağlamda başta rüzgâr ve sudan elde edilecek yenilenebilir enerji ağının geliştirilmesi amaçlanıyor. Hükümet bu konuda inşaat ve proje yönetmeliklerini de değiştirecek. Açık denizlerde kurulacak rüzgâr santralleri için özel krediler tahsis edilecek, biyoenerji üretimini desteklemek için girişim başlatılacak.
Eski planlar rafa kalkıyor
Söz konusu düzenlemeyle Almanya da nükleer santrallerin kapatılması 2036 yılını bulacak. 2002 yılında Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Yeşiller partisi iktidardayken hazırlanan yasa ile Almanya da nükleer enerji santrallerinin 2022 yılına kadar devreden çıkarılması öngörülmekteydi.
Hrıstiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) ve Hür Demokratlardan (FDP) şu anki federal koalisyon hükümeti nükleer santrallerin işletim sürelerinin uzatılmasının, elektrik enerjisi fiyatını -yenilenebilir enerjiye geçene kadar- istikrarlı tutabilmek için şart olduğunu savunuyor.
Almanya da pazar payı en büyük elektrik şirketleri E.on, RWE, EnBW ve Vattenfall Europe. Bu dört şirket ülkedeki elektrik ihtiyacının yüzde 80 ini karşılıyor. Elektriğin dörtte biri nükleer santrallerde üretiliyor. Elektriği nükleer santraller aracılığıyla daha ucuza üretebilen ve daha fazla kâr elde edebilen enerji devleri bu yüzden atom santrallerini işletme süresinin mümkün olduğunca uzun tutulmasını istiyor.
Hükümet 2050 yılına kadar yeni enerji planı kapsamında yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen elektriğin, ihtiyacın yüzde 80 ini karşılayabilecek düzeye çıkarılmasını amaçlıyor. Bunun yanında iklime zararlı emisyon hacminin de yüzde 80 oranında düşürülmesi öngörülüyor. Bunun için öncelik enerji tasarrufuna; örneğin otomobillerin karbondioksit üretimine üst sınır getirilmesine ya da binaların yalıtımına verilecek. Yapılan araştırmalara göre Almanya daki yalıtımı zayıf binalar nedeniyle ısınma enerjisinin yüzde 40 ı boşa gidiyor.
Ancak özellikle hükümetin binalardaki enerji tasarrufu planının isteğe bağlı olması; binalarına izolasyon taktıranlara teşvik ödenirken, yatlım yapmayanlara ise hiçbir yaptırım uygulanmamayacak olması başlıca eleştiri noktaları arasında.
Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir, bina yalıtımının yanı sıra otomobillerin karbondioksit salınımına getirilecek üst sınır zorunluluğundan da vazgeçildiğini belirterek, “hükümet adım adım iklimi koruma hedefinden uzaklaşıyor” değerlendirmesinde bulundu. www.dw-world.de/dw / 28 Eylül 2010