Güneş ve rüzgâr enerjisi zengini olalım, cari açığı tıkayalım
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau Türk ekonomisinin performansıyla ilgili öyle güzel şeyler söyledi ki bence en önemli uyarıları satır aralarında kaynadı gitti. Aslında Zachau, Türk ekonomisinin korkulu rüyası cari açığı azaltmak için yol gösteriyordu. Bakın ne demiş Dünya Bankası Türkiye Direktörü:
"Döviz rezervleri son 18 ayda 14 milyar doların üzerinde arttığı için Türkiye nin cari açığı sermaye girişleriyle karşılanabilmektedir. Ekonominin yüzde 7 büyüdüğü ve petrolün varil fiyatının neredeyse 80 dolara ulaştığı göz önüne alındığında, cari açığın artması doğaldır.
Türkiye nin cari açığı, büyüme ve petrol fiyatlarındaki artış faktörlerinin her ikisinden de etkilenmektedir ancak 2008 yılından bu yana iki kattan fazla bir artış gösteren petrol fiyatları özellikle etkili olmaktadır.
Bu, Türkiye nin enerji ithalatına olan bağımlılığını azaltabilmesi durumunda bundan ekonomik olarak fayda sağlayacağı anlamına gelmektedir. Dolayısıyla yine geleceğe bakacak olursak, biz Türkiye nin enerji verimliliğini arttırmaya ve rüzgâr ve biyokütle gibi diğer yenilenebilir ve daha çevre dostu enerji türlerinin yaygınlaştırılmasını teşvik etmeye yönelik tüm çabalarını güçlü bir şekilde destekliyoruz. Bu sadece çevresel yararlar sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda Türkiye nin yabancı sermaye ihtiyacını azaltacaktır."
Görüldüğü gibi Türk ekonomisinin büyük kâbusu cari açığın temel nedenlerinin başında ödediğimiz petrol faturaları geliyor. Geçen yıl kriz yılı olduğu için Türkiye nin en büyük ithalat kalemlerinden olan petrol ve petrol ürünleri ithalatı, yüzde 50 ye yakın azaldı. Buna rağmen petrol ithalatı için yaklaşık 15 milyar dolar ödendi. Krizden önce ekonominin hızla büyüdüğü 2008 yılında bu rakam 30 milyar dolardı.
Ekonominin yeniden büyümeye başladığı 2010 yılında ise petrol faturasının yine hızla kabararak ilk 7 ayda yüzde 47.83 artarak şimdiden 11.5 milyar dolara ulaştığını görüyoruz. Doğalgaz ithalatına ödenen fatura da yüzde 14.1 artarak 7.6 milyar dolara ulaşmış.
İşte bütün bu gerçeklere bakan Dünya Bankası Direktörü, rüzgâr ve güneş gibi ALTERNATİF ENERJİ kaynaklarına en fazla sahip ülkelerden biri olan Türkiye ye "Petrole bağımlılıktan kurtularak hem ekonominizi düzeltin hem de dünyanın en büyük dertlerinden biri olan çevre kirliliğinden kurtulun" önerisinde bulunuyor. Bildiğim kadarıyla bu tür ALTERNATİF ENERJİ yatırımları için Türkiye ye çok özel uygun şartlarda kredi paketleri verilmiş durumda. Türkiye Sınai ve Kalkınma Bankası bu kredilere aracılık ediyor.
Güneşe hasret Almanya da bile güneş ve rüzgâr enerjisine dönüşü hızlandırmak için ciddi teşvikler veriliyor. Dünyanın önde gelen enerji fuarlarından Rüzgâr Enerjisi Fuarı Almanya nın Schleswig-Holstein eyaletine bağlı Husum kentinde iki yılda bir yapılıyor. Schleswig Holstein Ekonomi Bakanı Jost de Jager, gururla 2009 yılı verilerine göre eyalette 2600 rüzgâr enerji üretimi yapan türbini bulunduğunu belirtip enerji ihtiyacının yüzde 40 ının bununla karşılandığını söylüyor.
Gelecekte petrol 500 dolar
Gelecek tahmini yapan bilim adamları Davos zirvelerinden birinde 21. yüzyılın en önemli olaylarından biri olarak petrolün varilinin 500 dolara kadar çıkmasının olacağını söylemişlerdi. "Dünyanın sadece 50 yıllık petrol rezervleri kaldı" tahminlerine bakacak olursak, varili 500 dolardan petrol hiç de sürpriz olmayacak. Başta ABD olmak üzere bütün dünyanın telaş içerisinde ALTERNATİF ENERJİ kaynaklarına yönelmesi, benzinli yerine elektrikli otomobillere teşvik verilmesi hep bu nedenlerden kaynaklanıyor.
Dünyada enerjiye en yüksek faturayı ödeyen ülkelerden biri olan Türkiye herkesten önce natif enerji kaynaklarına yönelmesi gerektiği halde, bir türlü gerekli yasal düzenlemeleri yapamadığı için rüzgârdan çok az yararlanıyor, güneşi boşuna parlıyor.
"Peki neden böyle oluyor" deyince belki bu sorunun cevabını rüzgâr türbinleri için üretim yapan Berdan Civata Ltd. Genel Müdürü Hasan Şemsi nin basına yaptığı açıklamada bulmak lazım. Şemsi, Türkiye de Yenilenebilir Enerji Kanunu nda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifinin Meclis gündemine taşındığını ancak ani bir kararla geri çekildiğine dikkati çekerek "Kanun teklifi eğer geri çekilmeseydi, Türkiye de rüzgâr enerjisi sektöründe bir patlama yaşanabilirdi. Çünkü bu sektörde yurtdışından çok büyük bir rağbet var. Neden geri çekildiğini bilmiyoruz. Belki büyük petrol şirketleri istemedi. Ya da enerji gelişiminde zamana ihtiyaç var. Ancak bir an önce bunun yasalaşmasını bekliyoruz" demiş.
Güneş ve rüzgâr teknolojisi
Petrol ya da nükleer enerji fark etmez. Türkiye enerji politikalarını, lobilerin etkisiyle kısa vadeli olarak belirleyemez. Petrol zengini ülkeler gibi bizim de 21. yüzyılda güneş ve rüzgâr enerjisi zengini ülke olmamız işten değil. Türkiye herkesten daha fazla ALTERNATİF ENERJİ kaynaklarının geliştirilmesi için yapılan teknolojik çalışmalara, Ar-Ge harcamalarına kaynak ayırmak zorunda.
Selim Türsen / www.referansgazetesi.com / 24 Eylül 2010