Japonya, 40 yıl boyunca dünyanın en büyük ekonomileri sıralamasındaki ikinciliğini bu yıl Çin’e kaptırdı. Peki bu nasıl oldu? Japon ekonomisi neden yerinde sayıyor ? Uzmanlar yorumladı:
2009 yılında baş gösteren mali krize rağmen Japonya’da yılın ilk çeyreğinde, ekonomik büyüme oranı yüzde 4,4’e ulaştı. Analistler, yılın ikinci çeyreği için de yüzde 2,3’lük büyüme tahmininde bulunmuşlardı. Ancak analistlerin bu tahmini tutmadı ve Japonya ekonomisinde yılın ikinci çeyreğinde, geçtiğimiz yıla kıyasla ancak yüzde 0,4’lük bir büyüme oranı tespit edildi. Bonn Üniversitesi Japonya uzmanlarından Günther Distelrath, Japon ekonomisinin yerinde saymasını şöyle açıklıyor:
“Evet, Japonya, mali krizden sadece dolaylı olarak etkilendi. Finans krizinden doğrudan etkilenmemekle birlikte Japonya’nın ihracatı daha büyük oranda etkilendi. Ayrıca iç pazarında Japonya’nın tüketimle ilgili çok büyük sorunları var.”
Japonya’da halk oldukça tedirgin ve tasarruf ediyor. Yıllarca işsiz kalmaktan korkmayan Japonlar işverenin ömür boyu istihdam etme ilkesinden geri adım atması nedeniyle endişeli.
Bir zamanlar Japonya...
Oysa Japonya modeli on yıllardır önemli başarılar sağlıyordu. Devlet ve sanayinin ortak çalışmaları, halkın çok çalışma hevesi, ileri teknolojik birikim ve eğitim alanlarındaki başarılı çalışmalarıyla Japonya önemli ekonomik büyüme oranlarına ulaşmıştı. Ancak 1980’li yıllarda Japon ekonomisinde olumsuz bir gidişat yaşandı ve borsalarla emlak fiyatlarında artış yaşandı. 1990’lı yılların başındaysa Japonya resesyona girdi ve ancak 2002 yılında yeniden büyüme trendini yakalayabildi. Münih Üniversitesi’nden Japon Ekonomisi Uzmanı Franz Waldenberger; “Bizim şu anda küresel bazda yaşadıklarımızı Japonya ulusal düzeyde yaşamıştı. Şu anda hemen sorun görüldü ve önlem alındı oysa Japonya bir çok önlemi erteledi” diyerek, Japonya’daki ekonomik krizle, dünyada yaşanan mali kriz arasında belirgin paralellikler olduğunu ifade etti.
Çin çığır açmak istiyor
Bu arada Japonya’nın Güney Kore ve Çin gibi komşularının ekonomileri atakta. Bugüne kadar daha ziyade Japonya’nın tekelinde bulunan otomobil, cep telefonu ya da dijital kameralar gibi ileri teknoloji ürünlerinde artık Çin çığır açan ülke olmak istiyor. Bu nedenle Çin yönetimi, son on yılda eğitim sektörüne devasa boyutlarda yatırım yapıyor. Her yıl yaklaşık 700 bin kişi Çin Üniversite ve yüksek okullarının mühendislik bölümlerinden mezun oluyor. Bonn Üniversitesi nden Günther Distelrath; "Japonya belirli alanlarda teknolojik bakımdan çok büyük bir hızla gelişme sağlamalı. Örneğin robot teknolojisi ve güneş enerjisi gibi alanlarda. Yeni teknolojiler yetmez en yeni teknolojiler olmalı" diyerek, Japonya nın yarışta yer alabilmesinin tek koşulunun uzmanlıkta fark atması olduğunu belirtti.
www.dw-world.de/dw / 19 Ağustos 2010