Ekonomik canlanma kalıcı mı ?
Alman ekonomisi tam anlamıyla istim üstünde. Mükemmel konjonktür haberleri ve özel şirketlerin parlak yarı yıl bilançoları göz kamaştırıyor. Uzmanlar ise yılın ikinci yarısı için durgunluk uyarısında bulunuyor.
Gün geçmiyor ki Almanya’nın ekonomik gelişmesiyle ilgili yüz güldürücü haberler gelmesin, parlak rakamlar yayınlanmasın. Konjonktür barometresi yerine geçen İfo ekonomik beklentiler endeksi, temmuz ayında birleşme sonrasının en büyük sıçramasını yaptı. Avrupa Merkez Bankası, Euro Bölgesi ülkelerindeki bankaların kredi kullandırma rekoru kırdığını bildiriyor. Deutsche Bank’ın üç aylık kârı 1,5 milyar euroya fırladı. Sistem yazılımları devi SAP yüzde 15’lik artışla 500 milyon euro kâr etti. Keza Alman otomotivciliği. Audi, BMW ve Daimler tam kapasite çalışıyor.
Tüketimde kıpırdanma
Sanayi ve hizmetler sektöründeki canlanma nihayet tüketiciye de yansımaya başladı. Federal hükümetin tasarruf önlemlerine ve sağlık sigortası aidatlarının artmasına rağmen ağustos ayında tüketim harcamaları endeksinin birkaç basamak birden artması bekleniyor. İstihdam piyasasındaki olumlu gelişmenin hanelerin iyimserliğini arttırdığı ve sonbaharda işsiz sayısının üç milyonun altına düşebileceği kaydediliyor.
Böyle gider mi ?
Ama aşırı iyimserlik karşısında uyarıda bulunanlar da var. Canlanmanın yılın ikinci yarısında da aynı hızla devam edemeyeceğini iddia eden Halle’deki Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü, iş dünyasındaki aşırı coşkunluğu paylaşmıyor. Enstitü en geç yıl sonunda büyüme trendinin duraklayacağını tahmin ediyor. Berlin’deki Alman Ekonomik Araştırma Enstitüsü de, dinamik gelişmenin yılın ikinci yarısında sürdürülemeyeceği görüşünde. Bunun başlıca nedeni, Amerikan ekonomisindeki canlanmanın hız kaybetmesi ve Çin’in de büyüme hızının düşmesi. Bundan en çok ihracatçı Alman şirketlerinin etkileneceğini belirten uzmanlara göre Euro Bölgesi ülkelerindeki kemer sıkma politikası da Almanya’nın ihracatına olumsuz yansıyacak.
Allianz tröstünün baş iktisatçısı Michel Heise ise iyimserliğini koruyanlardan. Heise, Avrupa ülkelerinde kararlaştırılan konsolidasyon programlarının, önümüzdeki aylarda ekonomik canlanmayı sekteye uğratacak kadar ağır ve kapsamlı olmadığını belirtiyor ve ekliyor : Euronun değer kaybetmesi, konjonktüre canlandırıcı etki yaptı. Euro Bölgesi ülkelerinin ihracatı sadece paritelerdeki oynama sayesinde yüzde 4 oranında artacak. Bu da konjonktüre doping etkisi yapacak.
Kapasite fazlası ve yatırımlar
Diğer uzmanlar ise daha temkinli. Münih ifo Enstitüsü nün Başkanı Hans-Werner Sinn, ‘Derin nefes alabiliriz ama krizi yok sayamayız’ diyor. Profesör Sinn ihracat pazarlarındaki canlanmanın son ermesi ve hükümetin tasarruf programı kadar şirketlerin yatırım harcamalarının da endişe kaynağı olduğunu belirtiyor. Enstitü nün tahminlerine göre Almanya’nın yatırımları bu yıl yüzde bir oranında bile artmayacak. Bunun nedeni de birçok branşta kapasite kullanımının düşük olması. Elindeki kapasiteyi kullanamayan fabrikanın ek tesis ve makine almayacağı malûm. Köln’deki Özel Sektör Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü nden Michael Grömling, Almanya’nın ekonomik selametinin küresel ticarete bağlı olduğunu hatırlatıyor : Ekonomik moral, gerçek ekonomik durumdan daha iyi. Kriz yüzünden kapasite kullanımı oldukça düşmüştü. Yurt dışından gelen talep öncelikle Alman sanayi şirketlerine moral veriyor. Bu da sevinilecek bir durum. www.dw-world.de/dw / 27 Temmuz 2010