Elektrik üretiminin yüzde 20 sini yenilenebilir enerjiden sağlayan Türkiye de rüzgâr enerjisi santrallarının sayısı fiyat dezavantajına rağmen hızla artıyor.
Son 10 yılda elektrik ve doğalgaz tüketim artış oranları bakımından Çin’den sonra ikinci sırada yer alan Türkiye’de enerji ihtiyacındaki artış ivmesini kaybetmeden devam ediyor. Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da enerjiye olan talebin krizin etkili olduğu 2009 yılına oranla yüzde 56 oranında artacağı öngörülüyor. Ekonomist Dergisi’nin haberine göre fosil yakıtların azalması, buna bağlı olarak maliyetlerin artması ve küresel ısınma gibi unsurlar tüm dünyayı olduğu gibi Türkiye’yi de yenilenebilir enerji kaynaklarına yönlendiriyor. Bu alanda büyük bir potansiyele sahip olan Türkiye’de, özellikle rüzgâr enerjisine yönelik yatırımların son dönemde hız kazandığı görülüyor.
Ege’de 10 yıl önce Demirer Grubu’nun öncülük ettiği rüzgâr tribünü kurma girişimlerine, bugün Sabancı Holding’den Zorlu’ya, Eren Grubu’ndan Anadolu Grubu’na kadar onlarca sermaye gurubu katılmış bulunuyor. Son yıllarda artmış olan bu yatırım iştahına karşın yine de Türkiye, rüzgâr enerjisini değerlendirmede diğer ülkelere göre biraz geç kalmış durumda. Ancak 2005 yılında çıkan ‘Yenilenebilir Enerji Kaynakları Kanunu’yla birlikte bu alanda oldukça hızlı bir yol kat edildiği gözleniyor.
Pazar payı artacak
Enerji Bakanlığı’nın 2006’da tüm Türkiye’nin rüzgâr haritasını çıkarmasının ardından rüzgârın enerji üretimi için kullanabileceği uygun yer için lisanslar verildiği belirtiliyor. Bunun ardından Bandırma, Çeşme Yarımadası, Hatay, Manisa, Çanakkale’de gerçekleştirilen 150 megawatt (MW) gücündeki santraller, RES’in ilk örneklerini oluşturuyor.
Şu anda birçok özel firmanın elinde rüzgâr enerji santrali lisanları bulunuyor, bu lisanslı santrallerin birçoğunun yapım ve kurulum çalışmaları devam ediyor. Bunlar tamamlandıktan sonra, Türkiye’deki rüzgâr enerjisinin gücünün toplam kurulu güç içerisindeki payının oldukça artacağı kaydediliyor. Türkiye’de rüzgâr enerji santrallerinden üretilen elektrik 3 milyar kilowatt saat. Yıllık tüketim miktarı ise 210 milyar kilowatt saat olduğu için tüketimin yüzde 1.5’i rüzgârdan karşılanıyor.
Ancak önümüzdeki beş yıl içerisinde üretim pastasından rüzgârın aldığı bu yüzde 1.5’lik payın, özel sektör yatırımlarının tamamlanması ile birlikte yüzde 5 seviyesinin üstüne çıkması bekleniyor.
2007 yılında gerçekleştirilen Türkiye Rüzgâr Enerjisi Potansiyel Atlası (REPA), Türkiye’de yıllık rüzgâr hızı 8.5 m/s ve üzerinde olan bölgelerde en az 5 bin megawatt (MW), 7.0 m/s’nin üzerindeki bölgelerde ise en az 48 bin MW büyüklüğünde rüzgâr enerjisi potansiyeli bulunduğunu gösteriyor. Ancak Elektrik İşleri Etüd İdaresi Genel Müdürlüğü’nün (EİE) verilerine göre Türkiye’deki rüzgâr potansiyeli 80 bin MW. Bu da şu anlama geliyor: Türkiye’nin ortalama enerji tüketimi 45 bin megavat. Yani Türkiye’de tüketilen enerjinin iki katı rüzgâr enerjisi potansiyeli var.
2009 yılı sonu itibariyle toplam üretiminin yüzde 20’sini yenilenebilir enerjiden sağlayan Türkiye, 18 Mayıs 2009 tarihli ‘Elektrik Enerjisi Piyasası ve Arz Güvenliği Strateji Belgesi’ne göre 2023 yılında yenilenebilir enerjinin kaynaklar içindeki payını yüzde 30’un üzerine çıkarmayı hedefliyor. O tarihe kadar rüzgâr kurulu gücünün ise 20 bin MW’a ulaşabileceğine işaret ediliyor.
Avrupa lider konumda
Bütün dünyada 1996 -2009 yılları arasında rüzgâr enerjisinin en hızlı yayılan enerji kaynağı olduğunu ifade eden Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Murat Durak, özellikle 2005’ten sonra ciddi bir artış gözlendiğini belirtiyor. 2009 yılı sonu itibarı ile dünyada toplam 157.899 MW toplam kurulu güç bulunduğuna ve Avrupa’nın 76.152 MW ile rüzgâr enerjisinde liderliğini koruduğuna değinen Durak şöyle diyor : “Toplam dünya kurulu rüzgâr gücünün yüzde 48’ine sahip olan Avrupa, 2009 yılında yüzde 16 büyüyerek toplam kurulu elektrik kapasitesinin yüzde 6’sını rüzgâr enerjisinden karşılar hale geldi. Avrupa’da deniz üstü RES projelerinin önümüzdeki yıllarda artacağı tahmin ediliyor” diye anlatıyor. (Radikal)
Teşvik artırılmıyor
Yürürlükte olan 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Yasası’nda rüzgar enerjisine verilen 5.5 avro / sentlik teşvik, yatırımcılar tarafından düşük bulunuyor. Ancak geçtiğimiz günlerde Enerji Bakanı Taner Yıldız, bu teşviğin artırılmayacağına yönelik bir açıklama yaptı.
Bakan Yıldız, konu hakkında şunları söylemişti : “Rüzgâr enerjisinde yatırım maliyetleri düştü. Rüzgarda 5.5 sent kâr ediyor ama fahiş bir kâr etmiyor. Fahiş kâr etmesin zaten. 5.5 sent şu anda iş yapıyor, daha fazla alım garantisi vermeyeceğiz.”
Türbin üretiyor
Ankaralı Soyut Holding’e bağlı bir şirket olan SoyutWind, Türkiye’de büyük kapasiteli rüzgâr türbinleri imal ediyor. Rüzgâr türbinlerinin makine daireleri, kuleleri ve kanatlarını imal eden şirket, yıllık 55 MW’lık üretim kapasitesine sahip. SoyutWind, yurtiçinden sonra son dönemde uluslararası projelerle de dikkat çekiyor. Birleşmiş Milletler projesi kapsamında Afrika’nın Eritre ülkesine yedi adet rüzgar türbini kurmuş. Afrika’nın Moritanya ülkesinde de Kanadalı bir firma ile ortak rüzgar türbini projesi gerçekleşmiş. Yakında Pakistan ve Belarus’ta da rüzgar türbini projelerine start vermeye hazırlanıyor. Geçen yıl üretimlerinin yüzde 15’ini ihraç ettiklerini söyleyen SoyutWind Proje Geliştirme Direktörü Ali Çolak, “İç pazarın yanı sıra Amerika, Avrupa, Afrika ve Ortadoğu da hedef pazarlarımız. 7 milyon dolar olan ciromuzu bu yıl 12.5 milyon dolara çıkaracağız” diyor. www.radikal.com.tr / İstanbul / 25 Temmuz 2010