Mali ve ekonomik kriz doğal olarak borç krizine yol açtı. Ama kamu borçlanması her ülkede çığırından çıkmadı. Görünüşe göre, ölçülü borçlanan genç sanayi ülkeleri tahmin edilenden daha kısa zamanda toparlanacak.
Dünyanın kurtarılması 15 trilyon euroya mal oldu. Kriz öncelikle gelişmiş sanayi ülkelerinde devlet borçlarının astronomik seviyeye çıkmasına neden oldu. Alacaklı geri ödenemeyeceğine kanaat getirdiğinde borç devletin alınyazısı oluyor. Finans piyasaları da er veya geç durumun farkına varıyor ve risk primleri artıyor.
Yunanistan, borcunu ödeyemeyeceğine dair tahminlerin tutmasıyla borç sarmalına sürüklendi. Faizler durmadan tırmandığı için bu küçük Avrupa Birliği ülkesi borçlarını ödemek için kredi alamaz duruma geldi. Ülke risk zammından boğulmak üzereydi. Avrupa Birliği Yunanistan ile diğer iflas adaylarını kurtarmak için 750 milyarlık garanti fonu yaratmak zorunda kaldı.
Dünün büyükleri, bugünün borçluları
Ama aynı şey büyük sanayi ülkeleri için de geçerli. İngiltere’de bütçe açığının milli gelire oranı bu yıl %11,5 olacak. Bu oran, Yunanistan, Portekiz, İspanya ve İtalya’nın borçlanma oranlarından fazla. ABD, 13 trilyon dolarla dünyanın en borçlu ülkesi. Borç stoku milli gelirinin %204’ünü bulan zengin Japonya bu alanda dünya rekortmeni. Japon devleti borcunun hemen, hemen tamamını ülkenin tasarruf potansiyeli ile karşılasa da astronomik borçlanma büyümeyi frenliyor.
Kiel deki Dünya Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü’nün Başkanı Amerikalı Dennis Snower, borç stoku ile milli gelir arasındaki orantının önemini vurguluyor. Snower, ‘Birikmiş borçlar ülkenin gayrı safi yurtiçi hasılasının %90’ını aştığı zaman, faizler de dahil olmak üzere çeşitli faktörlerin büyümeyi frenlediğini, söylüyor.
Borç, borç, borç …
ABD bu hızla giderse, 2040 yılında borç faizi milli gelirinin dörtte birini yutacak. İngiltere’de bu oran %30’u bulacak. Çoğu sanayi ülkesindeki nüfus yaşlanması nedeniyle de, büyüyen borçları giderek daralan faal nüfus sırtlanmak zorunda kalacak.
Avrupa’nın yaşlanan nüfusu, emeklilik ve sağlık giderlerinin artmasına, dolayısıyla da borç probleminin daha da içinden çıkılmaz duruma gelmesine yol açacak.
Sanayileşmiş dünyanın geleceği karanlık
Küresel büyüme hızı artarken, sanayi ülkelerinin büyüme hızı düşecek. Dünya ekonomisini kurtarırsa, borçlarını ölçülü tuttukları için krizden sağlam çıkan Çin ve Hindistan kurtaracak.
Borç stokunun milli gelire oranı Çin’de %23, Hindistan’da ise %54. İhracata bağımlı olmayan ve nüfusunun %30’unu 14 yaşın altındakilerin oluşturduğu Hindistan’ın ekonomik geleceği parlak olacak. Sanayi ülkelerini ise zor yıllar bekliyor. Deutsche Bank’ın tahminlerine göre 2020 yılına kadar borçlanma oranı sanayi ülkelerinde %140’ı bulurken, gelişmekte olan ülkelerde %40’ın altına düşecek.
Dünya ekonomisinin ağırlık merkezi on yıl önce genç sanayi ülkelerine doğru kaymaya başlamıştı. Kalkınmış ülkelerdeki borç krizi bu kayışı daha da hızlandıracak.
www.dw-world.de/dw / 20 Temmuz 2010