Avrupa ve ABD’de gücün yeni sahibi yenilenebilir enerji
Uluslararası Enerji Dairesi ve Birleşmiş Milletler tarafından desteklenen "Yirmibirinci Yüzyıl için Yenilenebilir Enerji Politikası Ağı" raporuna göre geçtiğimiz yıl ABD ve Avrupa’nın enerji kapasitesine eklenen yeni elektrik kapasitesinin yarıdan fazlası rüzgar ve güneş enerjisi gibi yenilenebilir güçten geldi.
2009 yılı aynı zamanda sisteme eklenen yeni yeşil enerjinin miktarı konusunda da bir rekor olarak kayda geçti. Bu biraz da, konuşlanma yeri tercihinin gelişmiş ülkelerden Brezilya, Hindistan, Çin gibi gelişmekte olan ekonomilere kaymasının sonucu.
Yirmibirinci Yüzyıl için Yenilenebilir Enerji Politikası Ağı REN21’in 15 Temmuz’da çıkan bir raporda belirttiği üzere, “2009’da Çin dünyanın güneş enerjisinin %40 ını, rüzgar enerjisinin %30 unu karşıladı. Bu oran 2007’de %10 idi.”
2005’te aktif hale gelen REN21, sanayileşmiş 28 ülkeye tavsiye veren Uluslar arası Enerji Dairesi ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı tarafından destekleniyor.
“Yenilenebilir 2010 : Dünya Mevcut Durum Raporu” adlı çalışmasında belirtilen üzere, dünya çapında kullanıma sunulan 80 gigawatt (GW) yenilenebilir güç kapasitesinin 37 GWı, ki bu ülke bazındaki en yüksek seviye, Çin’den geldi.
Artış büyük oranda Avrupa desteği sayesinde
Mali kriz ve düşük petrol fiyatlarına rağmen yenilenebilir enerji, önceki yıllara yakın bir artışla ivme kazandı. Rapora göre bu büyümeye %53 ile fotovoltaik güneş enerjisi ve %32 lik artış ile rüzgar gücü de dahil.
Şebekeye bağlı fotovoltaik güneş enerjisi kullanımı son on yıldan beri her sene ortalama % 60 lık bir artışla büyüyerek 2000’den beri 100 kat arttı.
Fotovoltaik güneş enerjisinde Almanya, 3.8 GW ile en büyük, ya da dünyanın yarıdan çoğunu elinde tutan bir pazardı. 2008’deki dünya lideri İspanya, tesisatların 2009’daki bir politika başlığı aşıldıktan sonra düşük bir seviyeye geldiğine tanık oldu.
Rüzgar enerjisindeyse 13.8 GW katkısıyla, ki bu dünya pazarının içte biri oluyor, Çin en büyük pazardı. 10 GW ile ABD bu pazarda ikinciydi.
İsveç enerji arzında ise biokütle ilk kez petrolden daha fazla yer tuttu.
Bu artış büyük oranda, durgunluğu takiben görülen geri çekilmenin yatırımcı stresini artırdığı Avrupalı ülkelerin desteği sayesinde gerçekleşti. Buna rağmen rüzgar ve güneş enerjisi sektörleri 2010’da yeni bir rekora hazırlanıyor yatırımcı ve işletmecilere göre.
Bu arada Çin yenilenebilir enerjinin konuşlanmasında önemli ilerlemelerde bulunurken karbon emisyonu da 2009’da iyice artarak ülkeyi en çok sera gazı emisyonu yapan ülke haline getirdi ki bu gazlar iklim değişiminin baş sorumlusu olarak görülüyor.
İtalya yenilenebilirdeki teşvikleri kesiyor
Aynı esnada İtalya’nın enerji düzenleyici başkanı Alessandro Ortis’in ifadesine göre, ülkenin yenilenebilir enerji teşviklerinin maliyeti 2010’da 3 milyar eurodan fazla olacak. Ortis’e göre teşvikler 2020’ye dek faturalarda %20 oranında bir artış olmaması için gözden geçirilmeli.
Ortis’in 15 Temmuz’da yaptığı yıllık konuşmasındaki ifadesine göre, “Teşviklerle gerçekleştirilen enerjide geleneksel yolla elde edilen enerjinin üç katı fazla para ödüyoruz. Teşviklerin, özellikle de güneş enerjisine dair, süresi ve seviyesinin gözden geçirilmesi gerek.”
İtalyan hükümeti sektördeki teşvikleri 2011-2013 tarihleri için kesme karası aldı.
www.euractiv.com.tr / çevre ve iklim / 19 Temmuz 2010