Elektrik fiyatlarında stabilite söz konusu, ekonomik refahın artması tüketiciye olumlu yansıyacak.
Enerji İşleri Genel Müdür Vekili Mustafa Çetin, elektrik fiyatlarında gidilen indirimlerle ilgili olarak "Ekonomik refah seviyesi ile üretimin artmasının maliyetlere etkisi olumlu olacaktır. Bunun tüketiciye yansımaları da artı yönde olacaktır." değerlendirmesini yaptı. Çetin, elektrik fiyatlarında artık stabilitenin söz konusu olduğunu, bunun toplum tarafından da takdir edildiğini vurguladı.
Konuyla ilgili Cihan a açıklamalar yapan Enerji İşleri Genel Müdür Vekili, elektrikte gidilen indirimden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Mustafa Çetin, şunları ifade etti : "Tarifeler Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu nun (EPDK) kararıyla yürürlüğe giriyor. Kararın gerekçelerini bilmiyorum ancak kurul, 4628 sayılı kanunun özü gereği zaman zaman değerlendirmelerde bulunmak suretiyle tarife ayarlarını eksi ya da artı yapmakla sorumludur. Dünyadaki petrol fiyatları, gaz fiyatları ve üretim maliyetleri ve dağıtım sektöründe değişen maliyetler de bu değerlendirmelere yansıyor.
Elektrik fiyatlarında bir stabilite var. 2003 yılından bu yana halkımız bunu görüp takdir ediyor. Eski dönemlerde olduğu gibi her ay yüzde 3 ya da 5 ler seviyesinde artış yok. Ülkenin refahı ve ekonomik gelişmeleri arttıkça bunun tüketiciye yansımaları artı yönde olacaktır. İlk ekonomik krizde taleplerde belirgin bir geri gidiş görülüyordu. 2010 yılının ilk 5 ayı itibariyle enerji talep artışı ortalama yüzde 6,5 civarında. Ekonomik refah seviyesi arttıkça, üretim ve verimlilik arttıkça maliyetlere etkisi olumlu olacaktır. Bu maliyetler tüketiciye bundan sonra olumlu yansıyacaktır. diye ümit ediyorum."
Yenilenebilir kaynaklardan yararlanma yollarını ve teşvik için yapılanları anlatan Çetin, şöyle dedi : "Teşvikler adına 2001 yılında yayımlanan 4628 sayılı kanunda yer alan mekanizmalar söz konusu. Yine 5346 sayılı kanunla birtakım teşvikler getirildi. Bununla devlet, belli bir fiyat limitinde kalmak kaydıyla alım garantisi veriyor. Ayrıca üretim yapan kurum ve kuruluşlara arazi teşvikleri sunuyor. Yine EPDK lisans yönetmeliğinde yıllık lisans bedelleriyle ilgili belli indirimler yapıldı. Sonuç olarak Enerji Bakanlığı olarak yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını önemsiyoruz. Bakınız Türkiye nin hidrolik, rüzgâr ve güneş enerjisi bağlamında belli bir zenginliği var. Bunu değerlendirmek de dışa bağımlılığı azaltacak. Gayet tabii sonuç olarak enerji üretim maliyetlerini paçalda indirip tüketicimize halkımıza sürdürülebilir ve ucuz enerji temin etmenin yolu buradan geçiyor. Bakanlık ile EPDK ve devletin ilgili birimleri bu politikalar dâhilinde çalışmalarını yürütüyor."
Enerji Bakanlığı Strateji Belgesi nin hedeflerine de değinen Enerji İşleri Genel Müdür Vekili Çetin, şu açıklamayı yaptı : "Cumhuriyetin 100.yılı itibariyle tüm hidrolik ekonomik hidrolik potansiyeli kullanmayı, rüzgar enerjisinde 20 bin mega watt kurulu güce ulaşmayı, jeotermalde 600 mega watt kurulu güce ulaşmayı ve güneşi belli bir oranda da olsa üretim portföyümüzün içine koymayı amaçlıyoruz. Bunu yaparken belli teknik ve finansal değerleri göz önüne almalıyız. Gerek rüzgârda gerek güneşte dünya piyasalarını izlediğimizde özellikle güneşte hızlı bir teknoloji gelişmesi söz konusu. Ters orantılı olarak teknoloji gelişiyor fakat fiyatlar da hızlı bir düşüş yaşanıyor. Üretim enerji miksinin içine koyacağımız maliyetleri hesaplamak açısından ince eleyip sık dokuyoruz. Yani kaynak çeşitliliği hangi oranlarda olmalı ki optimum maliyetler yaratılsın onun için çalışıyoruz." www.beyazgazete.com / 26.06.2010