Elektrik fiyatlarında ucuzluk özelleştirmeyi bekliyor.
Hidroelektrik Santralleri Özelleştirilmesi ile elektrik fiyatlarında ucuzluk bekleniyor.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın (ÖİB) geçtiğimiz 9 günde Elektrik Üretim A.Ş.’ye ait 29 hidroelektrik santralin (HES) nihai pazarlık görüşmelerinde topladığı en yüksek tekliflerin tutarı 309 milyon 20 bin 500 dolara ulaştı. Bu hafta 4 grupta yer alan santrallerin ihalelerine devam edecek ÖİB, toplam 16 HES için en yüksek teklifleri toplayacak. HESİAD (Hidroelektrik Santralleri Sanayici ve İşadamları Derneği) Başkanı, Fahrettin Amir Arman, dağıtım tesislerinin ve hemen arkasından üretim tesislerinin özelleştirilmesi ile elektrik fiyatlarında ucuzluğun beklenebileceğine dikkat çekerek özelleştirmelerin hızlandırılmasını istedi.
52 SANTRAL ÖZELLEŞTİRMEYİ BEKLİYOR
ÖİB EÜAŞ’a ait HES’lerin özelleştirmesine bu haftada devam edecek. 4-21 Mayıs tarihleri arasında 19 gruba ayrılan 52 santralden, 16 grup için ihale tarihi belirleyen ÖİB, bu hafta 4 grupta yer alan 16 HES için teklif toplayacak. 8, 11 ve 12’inci grupta yer alan santrallerin işlemlerinin uzun sürmesi nedeniyle, bu 3 grubun nihai pazarlık görüşmeleri daha sonraya erteleyen ÖİB, 4 Mayıs’ta başlattığı ihale maratonunda geçtiğimiz 9 günlük sürede 12 grubun nihai pazarlık görüşmelerini tamamlamıştı. ÖİB, 12 grupta yer alan 29 HES’in pazarlık görüşmelerinde toplam 309 milyon 20 bin 500 dolarlık teklif aldı. 9 günlük maratonda 29 HES için toplam 449 firma sahibi kıyasıya bir ihale süreci yaşadı.
REKOR BAŞVURU YAPILDI
3’üncü grupta yer alan Kayaköy Hidroelektrik Santralinin ihalesi ÖİB tarihinde yapılan ihalelerin içinde en çok başvuru alan ihale oldu. İhaleye katılmak için 88 firma başvurdu. Santrale en yüksek teklifi 17 milyon 411 bin 500 dolarla Nema Kimya-Espe Ortak Girişim Grubu’ndan geldi. Elektrik Üretim A.Ş.’ye ait, grup 4 yer alan Kovada I ve Kovada II Hidroelektrik Santralleri ise 283 tur süren bir açık arttırma maratona sahne oldu. 283 turun ardından santraller için en yüksek teklifi 56 milyon 80 bin dolarla Aksu Enerji ve Ticaret A.Ş. verdi.
DÜNYADA SEKİNCİ SIRADAYIZ
Türkiye, Dünya hidroelektrik potansiyeli içinde yüzde 1 payı ile sekizinci sırada. Yine ülkemiz Avrupa hidrolik potansiyelinde Rusya ve Norveç’ten sonra üçüncü sırada yer alıyor. ABD teknik hidroelektrik potansiyelinin yüzde 86’sıni, Japonya yüzde 78’ini, Norveç yüzde 68’ini, Kanada yüzde 56’sını, Türkiye ise yüzde 21’ini geliştirmiştir. Avrupa Komisyonu Birlik stratejileri kapsamında Avrupa Birliği (AB) içerisinde 2010 yılına kadar iç brüt enerji tüketimindeki yenilenebilir enerji payını elektrik üretimi kapsamında ise yüzde 22,1’e çıkartmak için bir eylem planını yürürlüğe koydu.
EN UCUZLU MALİYETLİ ÜRETİM HES’LERDE
Hidroelektrik santrallerin termik santrallere kıyasla teknik olarak birçok avantajları bulunmasından dolayı hidroelektrik santraller daha çok tercih edildiğini belirten HESİAD Başkanı Fahrettin Amir Arman Arman, bunların en başında devreye hemen alınabilmeleri gerekmektedir. Sosyal açıdan da baktığımızda yenilenebilir kaynak olması yeterli avantajı olmaktadır, açıklamasını yaptı. HES projelerinin termik santrallere göre ilginin giderek artmasının sebebi, özellikle YEK kapsamında yer alanlarının cazip olması ve uzun vadede en ucuz maliyetli enerji üretiminin gerçekleştirilmesi olarak vurgulayan Arman, sözlerini şöyle sürdürdü: ”Hidroelektrik santrallerin ilk yatırım maliyetleri, doğal gaz ve kömür santrallerine göre daha yüksektir. Hidroelektrik santralarında yapım maliyetlerinin inşaat işleri yaklaşık yüzde 70’ini elektromekanik ekipman temini ise yüzde 30’unu teşkil etmektedir. Burada şuna dikkat etmek gerekir. Diğer kaynaklar olan doğalgaz ve kömürde ise yatırımın yüzde 70–80 ini ekipman, yüzde 20–30 unu ise inşaat işleri oluşturmaktadır. Ancak, HES’lerin bu dezavantajı işletmeye geçtikten 3–5 sene sonra avantaja dönüşmekte ve tesisin ekonomik işletme ömrü boyunca da bu avantaj, artan bir şekilde devam etmektedir. “
TÜRKİYE SU ZENGİNİ DEĞİL
Kişi başına düşen yıllık su miktarına göre ülkemiz su zengini bir ülke değil, su azlığı yaşayan bir ülke olduğunu iddia eden Arman, ülkemiz su zengini olmayıp, ancak yıllık gelen yağışların kontrol alınabilmesi ve değerlendirilmesi gereken bir ülke konumunda olduğunu kaydetti. Arman, devamla şöyle konuştu: “Yer altı suyunu besleyen 41 milyar metreküp dikkate alındığında, ülkemizin toplam yenilenebilir su potansiyeli brüt 234 milyar metreküp olarak hesaplanmış durumdadır. 95 milyar metreküp, komşu ülkelerden yurdumuza gelen akarsulardan 3 milyar metreküp olmak üzere yılda ortalama toplam 98 milyar metreküp, 14 milyar metreküp olarak belirlenen yer altı suyu potansiyeli ile birlikte ülkemizin tüketilebilir yer üstü ve yer altı su potansiyeli yılda ortalama toplam 112 milyar metreküpe ulaşıyor. Bu miktarı da nüfusa bölersek kişi başına yaklaşık olarak 1560 metre küp su düşmektedir. Su zengini olmayan ülkemizin, su sorunu yaşamaması için Su Kanunu çıkarılarak yer altı ve yerüstü su kaynaklarının ekonomik kullanımının sağlanması ve su kayıplarını önleyici projelerin uygulanması gerekmektedir. “
BOŞA AKAN SULAR KONTROL ALTINA ALINMALI
Türkiye enerjisinin Hidroelektrik kaynaklardan karşılanan oranının bir an evvel attırılması ve planlaması yapılmış olan depolamalı (barajlı) tesislerin devreye alınması ve bu barajlar ile boşa akıp giden suların kontrol altında depolanabilmesinin sağlanması gerektiğinin altını çizen HESİAD Başkanı Arman, su israfının önlenebilmesi için elimizin çabuk tutulması gerektiğini söyledi. ABD teknik hidroelektrik potansiyelinin yüzde 86’sıni, Japonya yüzde 78’ini, Norveç yüzde 68’ini, Kanada yüzde 56’sını, Türkiye ise yüzde 22’ini geliştirdiğini söyleyen Arman, Türkiye’de Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki eğilimlere paralel olarak ülkemizdeki enerji tüketimi değerlerinde elektrik enerjisinin de payının arttığını ifade etti.
RAKAMLARLA ELEKTRİK SEKTÖRÜ
2008 yılında elektrik tüketimimiz bir önceki yıla göre yüzde 4,3 artarak 198,1 milyar kWh, elektrik üretimimiz ise bir önceki yıla göre yüzde 3,5 artarak 198,4 milyar kWh olarak gerçekleşti. Bu artış, Dünyada yaşanan ve ülkemizde de etkisini çok fazla gösteren küresel kriz nedeni ile yüzde 9 civarında olan yıllık ortalama tüketim artışının altında oldu.
Yapılan tahminlere ve ilk 9 aylık verilere göre 2009 yılında tüketimin yüzde 2,1 daralma ile 194 milyar kWh olması beklenmektedir ki bu daralma 2001 krizinde meydana gelen yüzde 1,1 daralmadan da fazla olup, Cumhuriyet Tarihimizin enerji sektöründeki daralma rekorudur. www.dunyabulteni.net / 17.05.2010