Obama nükleere ‘Yes, we can’* dedi …
Seçim kampanyası sırasında yeşil ve temiz enerji mesajını öne çıkaran ABD Başkanı Obama, ABD’de 30 yıldan sonra ilk kez nükleer enerji fabrikasının kurulması için izin verdi.
ABD Başkanı Barack Obama’dan iki yeni nükleer fabrika kurulması için izni çıktı. Güvenlik ve maliyet konusundaki endişeleri ile çevrecilerin baskıları, ABD’nin elektriğinin yüzde 20’sini üreten 31 eyaletteki 104 reaktöre yenilerinin eklenmesini yaklaşık 30 yıldır engelliyordu.
Reaktörlerin finansman ve işletimi için Georgia eyaletindeki Southern Company firmasına verilecek 8.3 milyar dolarlık krediyi gelecek hafta açıklayacak olan Obama’nın bu kararı, ABD’nin enerji politikasındaki değişime işaret ediyor.
Yeni iklim değişikliği yasasını Kongre’ye sunmaya hazırlanan Obama’nın Nevada’da nükleer atık bölgesinin kaldırılması önerisiyle eşzamanlı gelen bu karar sonrası çevreciler, nükleer harcamalarının artmasından endişeliler.
2011 bütçesinde nükleer enerji fabrikaları için kredi garantilerini 54 milyar dolar artıran Beyaz Saray yetkilileri ise nükleer enerjinin yeni enerji politikalarında yer alacağını doğruluyorlar.
Ek 18.5 milyar dolar kredi
Seçim öncesi yenilenebilir ve yeşil enerji dostu mesajları öne çıkaran Obama’nın enerji gündemini, son dönemde başta Cumhuriyetçilerin girişimiyle nükleer enerji, açık deniz petrol aramaları ve temiz kömür teknolojisi oluşturuyordu. Ayrıca Enerji Bakanlığı Sekreteri Steven Chu’nun nükleer enerji fabrikalarının mevcut kredi teşviklerini 18.5 milyar dolar artırması, Obama’nın geçen ay Kongre’de yaptığı “ Güvenli ve temiz bir nükleer enerji fabrikaları neslini kurmanın zamanı ” açıklamasını tamamlar nitelikte.
Yeni kriz petrolden mi ?
Kriz sonrası yeni dünya düzeninin enerji yönelimini tartışan yalnızca ABD değil. Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nün (OPEC) son raporuna göre, petrol arzındaki düşüş tüm dünya için kısa sürede gerçekten büyük bir sorun teşkil edebilir.
Petrol fiyatlarının 2008 Haziran’ında varil başına 147 dolardan yıl sonunda 32 dolara düşmesine kadar varan bir değişkenlik göstermesi, kriz sonrası dünyayı rüzgar, güneş gibi yenilenebilir enerji ALTERNATİFLERİNE yöneltse de petrol hala en büyük enerji kaynağı. Shell’in eski başkanı Lord Ron Oxburgh ise konuyla ilgili olarak “ Yeniden ucuz ve yüksek petrol arzı bulma şansımız pek olmadığı aşikar ” dedi.
Uluslararası Enerji Ajansı ise geçen yıl yayınladığı raporda, bugün ortalama 85 milyon varil olan günlük küresel petrol talebinin 2030 yılında 105 milyon varile çıkacağı uyarısında bulundu.
Çin vurdu enerji fiyatları düştü
Çin’in cuma günü bankalara kredi verme koşullarını sıkılaştırmasının ardından petrol fiyatları varil başına 1’den 74 dolara kadar düşüş gösterdi. Bu yıl içinde ikinci kez zorunlu karşılık oranlarını artıran Çinli yetkililer, dünyanın üçüncü büyük ekonomisi olan ülkelerinde sanayi ürünlerine olan talebin azalmasından çekiniyorlar. Enerji fiyatlarının düşmesinin diğer bir nedeni ise Çin’in petrol ithalini azaltacağı endişesi olarak gösteriliyor.
Kredi koşullarındaki bu beklenmedik sıkılaşmanın, dünyanın ikinci benzin tüketicisi olan Çin’de emtia talebini düşürebileceğinden korkuluyor. Çin’in bu kararı metal ve enerji fiyatlarının da düşmesine neden olurken, ham petrol dağıtım fiyatları mart ayı için 1.15 dolar düşerek varil başına 74.13 dolarda kaldı. Doğalgaz fiyatları da 7.2 sent yükselerek 1000 metreküp için 5.4 dolar olarak hesaplandı.
* ‘Evet, yapabiliriz’ Obama’nın seçim sloganı.
www.milliyet.com.tr / 14 Şubat 2010