Gelecek bilimcilerin TAHMİNİ böyle :
Dünyanın her yerinde çalışanların gelirleri eşitlenecek.
Gelecek Toplumu, Dünya Trendleri ve Tahminleri Araştırması na göre ...
Fütüristler Derneği (TFD) Başkanı Ufuk Tarhan ın Gelecek Toplumu, Dünya Trendleri ve Tahminleri (World Future Society ve World Trends & Fores) araştırmalarına dayanarak verdiği bilgiye göre, önümüzdeki yıllarda ülkeler arasındaki güç dengesinde ciddi bir değişim yaşanacak ve 2025 yılına kadar iktidar ve etki ABD den Asya ya kayacak.
ABD Ulusal İstihbarat Konseyi nin (National Intelligence Council), gelecek 20 yılda Çin, Rusya ve diğer Asya ülkelerinin daha fazla güç ve refah biriktireceğini, bu toplumlarda ABD etkisinin azalacağını tahmin ettiğini ifade eden Tarhan, "Çin in 2009 yılında ortalama yüzde 7 büyüme açıklaması beklenirken, ABD de düz bir büyüme tahmin ediliyor. Tüm bu veriler de yukarıdaki görüşü destekliyor" dedi.
Gelecekte enflasyonun kontrolden çıkacağı ülkelerde barter ekonomisinin yayılacağının altını çizen Ufuk Tarhan, "Yoksul Afrika ülkesi Zimbabwe de, enflasyon oranı yüzde milyarlık seviyelerin üstüne tırmanınca, Zimbabweliler çuvalla para taşıyamayacakları için geçici para olarak benzin kuponlarını, para üstü olarak şeker, çikolata vs kullandılar. Sonra da Amerikan Doları ve Güney Afrika Randı na geçtiler. Bu tüm bu anlattıklarımıza güzel bir örnek* Enflasyon, etkisi altına girmesi kaçınılmaz, aynı
zamanda iş dünyasının giderek gözdesi haline gelen ve bakir pazar kabul edilen Afrika ülkelerinde ve para kazanma kaynakları daralan diğer toplumlarda barter-takas geçerli bir değişim sitemi olarak yayılacak" diye konuştu.
Ekonomik sıkıntıların orta gelirlileri daha çok etkileyeceğini ifade eden Tarhan, "Ekonomik koşullardaki zorluklar nedeniyle orta gelirli kesim, şehirlerden uzak, dağınık yerleşim yerlerinde, banliyölerde, kasabalarda, köylerde yaşayıp, temel hizmetlere daha zor ve maliyetli erişebilir. Sağlık, beslenme ihtiyaçlarını karşılamakta daha çok zorlanabilir. Bu yüzden gelecek şehirlere göçlerin sürmesi ve artması bekleniyor. Uzmanlar, gelecek on yılda, dünyaya her 90 günde bir, nüfusu bir milyona yakın kentin ilave olabileceğini belirtiyor" dedi.
Tüm dünyada kentleşmenin artmasının mutlak bir gerçek olarak görüldüğünü ifade eden Tarhan, yaşam kalitesini iyileştirmek için farklı ve özenli yaklaşımlar gerektiğini söyledi. Gelecek 10 yılda enerji alanında önemli değişimler yaşanmasının beklendiğini ifade eden Ufuk Tarhan, sözlerini şöyle sürdürdü :
"Petrol hücrelerinde kullanılan hidrojene kaynak olan amonyak metandan daha boldur. Daha kolay sıvılaştırılır ve karbon yerine nitrojen yayar. İklim üzerinde daha az olumsuz etkiye sahiptir. Bilim adamları amonyağa dikkat diyor! Çünkü 2020 yılına kadar en önemli yakıt ALTERNATİFLERİNDEN biri olmasına kesin gözüyle bakılıyor. Sıkıştırılmış havayla çalışan motorların enerji maliyetini düşürmesine de kesin gözüyle bakılıyor ve bu durumun dünyanın enerji sıkıntısını rahatlatabileceği ifade ediliyor. Bu nedenle ABD deki kamu kuruluşları başta olmak üzere sıkıştırılmış hava enerji depolama tesisi (CAES) kurmayı planlıyor."
Güneş enerjisiyle çalışan arabaların şu ana kadar fazla benimsenmediğini hatırlatan Tarhan, ancak arabaların tavanındaki yakıt pilleriyle çalışan güneş pillerinin, otomotiv showroomlarını sarsacak bir sonraki büyük gelişme olabileceğine dikkat çekti.
Pratik, uygun fiyatlı ve renkli güneş enerjisinin üç yıl içinde piyasaya çıkabileceğini ifade eden Ufuk Tarhan, "Çoğu büyük ölçekli ve maliyetli olan güneş enerji sistemlerinde, güneş ışınları, döner aynalarla güneş pillerine yönlendiriliyor. Bir MIT ekibi, bunun, boyalı pencerelerle çok daha kolay ve ucuz çözülebileceğini iddia ediyor. Önerilen sistemde, boya partikülleriyle enerji toplamak için daha az yarı iletken malzeme gerekiyor, güneş pilleri daha soğuk kalıyor ve karmaşık soğutma sistemlerine ise gerek kalmıyor. Bu arada okyanus suyundan girdaplar oluşturup, bunların enerjileri kullanılarak enerji üretme konusunda da çalışmalar devam ediyor" diye konuştu.
Dünyanın petrol arzını gerçekleştiren beş ülkenin İran, Norveç, Rusya, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri olduğunu hatırlatan Tarhan, uzmanlara göre, bu ülkelerin 2031 yılına satacak petrolü kalmayacağı noktaya geleceğini söyledi. Hali hazırda petrol üreten ülkelerin petrol ihracatlarının yılda yüzde 2,5 azaldığını ifade eden Ufuk Tarhan, petrol ithal eden ülkelerin, bu düşüşün artarak süreceğini hesap ederek, petrolün artık piyasada olmayacağı ya da aşırı değerleneceği günlere şimdiden hazırlanması gerektiğine dikkat çekti.
ÇALIŞANLAR HER YERDE AYNI PARAYI KAZANACAK
Dünyanın her yerinde çalışanların aynı parayı kazanacağını ve ücretlerin giderek eşitleneceğini ifade eden Ufuk Tarhan, ürünlerden sonra, iş gücü rekabetinin de globalleşeceğini söyledi. Şirketlerin sosyal ağların hızla yayılması, kullanım amaçlarının çeşitlenmesiyle, işe alımlarda ve kadrolarını kurarken artık daha zengin, global kaynaklardan yararlanabileceğini ifade eden Tarhan, buna karşılık nitelikli iş gücünün de çok daha yaygın, sosyal kanallar aracılığı ile iş fırsatları bulabileceğini ifade
etti. Son yıllarda, tüm ülkelerin istihdam yaratmakta zorlandığına dikkat çeken Ufuk Tarhan, sözleri şöyle sürdürdü :
"Özellikle Avrupalı firmalara başvuran nitelikli adaylar, aynı ücretleri Avustralya da, İsveç te, Japonya da da alabileceklerini fark edince, diğer ülkelere yönlenmeye başladı. Bu trend tüm ülke ve sektörlerde 2010 ve sonrasında hızla yayılacak gibi görünüyor. Bu da işgücü piyasasında global rekabeti artıracak."
Yetenek eksikliğinin ekonomik toparlanmayı baltalayan en önemli faktör olacağını ifade eden Tarhan, tüm mesleklerin aşırı derecede uzmanlaşacağını, mali endişelerin emeklilik planlarını erteleteceğini, ekonomik durgunluğun girişimci işgücünün büyümesine neden olacağını söyledi.
Pazarlamada duyu ve duyguların öne çıkacağını belirten Ufuk Tarhan, "Bilim adamlarına göre, aromalar doğrudan beynin duygusal merkezlerine işliyor. Öteki merkezler tarafından kaydedilen algılar, ilk önce yorumlayıcı beyin merkezlerinden geçiyor ve daha sonra duygusal merkezlere geliyor. Bu nedenle pazarlamada buram buram kokan ürünlerle alışacağız gibi görünüyor" diye konuştu.
FitBit adı verilen küçük aygıtların sağlığımızı sürekli izleyeceğini ve verilerimizi kaydederek doktorumuzun görebileceği veritabanına aktarabileceğini söyleyen Tarhan, nanoteknolojiyle hastalanan organlarımızı içerden dışarıya tamir etmemize imkân tanıyacağını ifade etti. Ufuk Tarhan, nanoteknolojik nesnelerin, hasta hücreleri onarıp, beyindeki verileri yeniden yükleyebileceğini, henüz tedavisi mümkün olmayan hastalıklar için, dondurma merkezlerinin yaygınlaşacağını söyledi.
İHA / 14.01.2010