Bakan Eroğlu Ulusal İklim Değişikliği Strateji Belgesini açıkladı …
Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Türkiye nin, 2007 yılında Birleşmiş Milletlere verilen 1. Ulusal Bildirim Raporu nda 2020 yılı toplam sera gazı emisyonunun artış oranından yüzde 11 azaltım yapabileceğini bildirdiğini belirterek, Ülkemiz şartları tekrar gözden geçirmiş olup, müzakere sürecindeki gelişmelere ve diğer ülkelerin taahhütlerine bağlı olarak Türkiye nin açıklayabileceği oran üzerinde çalışmalar devam etmektedir dedi.
Bakan Eroğlu, İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü Sosyal Tesisleri Fatih Orman Yerleşkesi nde düzenlediği basın toplantısında, iklim değişikliğiyle mücadelede getirilecek çözüm önerilerini anlatarak, Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi Belgesi ni açıkladı.
Dünyadaki sıcaklığın artması sebebiyle bazı iklim değişikliklerinin meydana geldiğini hatırlatan Bakan Eroğlu, Sera gazı konsantrasyonları, sanayi devriminden sonra dünyada başladı. Küresel sıcaklığın değişimine bakıldığında bu sıcaklık 1850 yılından sonra büyük bir artış gösteriyor dedi.
En iyimser senaryoya göre sıcaklıkların 1-4 santigrat dereceye kadar artmasının mümkün olduğunu belirten Bakan Eroğlu, bununla mücadele için 1992 yılında Bileşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı nda İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi nin imzaya açıldığını, bu sözleşmenin 21 Mart 1994 tarihinde tamamlanarak resmen yürürlüğe girdiğini, Türkiye nin de 24 Mayıs 2004 tarihinde bu sözleşmeye taraf olduğunu anlattı.
Bu sözleşmede ülkelerin Ek-1 , Ek-2 ve Ek-1 dışı ülkeler olmak üzere 3 gruba ayrıldığını kaydeden Bakan Eroğlu, Türkiye nin emisyon azaltımı sorumluluğunda bulunan Ek-1 ülkeleri arasında yer aldığını belirtti.
Kyoto Protokolü
Bakan Eroğlu, Kyoto Protokolü nün, İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi nin sera gazı emisyonlarının azaltılmasına veya sınırlandırılmasına yönelik hukuki açıdan bağlayıcı belgesi olduğunu, 11 Aralık 1997 de imzaya açıldığını, 16 Şubat 2005 te yürürlüğe girdiğini, Avrupa Birliği dahil protokolün 190 tarafının bulunduğunu söyledi.
Türkiye nin Kyoto Protokolü nün Ek-B listesinde yer almadığını, 26 Ağustos 2009 tarihinde protokole resmen taraf olduğunu belirten Bakan Eroğlu, Ülkemiz, 2012 sonrasına yönelik uluslararası müzakereleri temel çevresel, ekonomik ve sosyal göstergeleri paralelinde sürdürmektedir. Ülkemiz, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine en hassas bölgeler arasında bulunan Akdeniz Havzası nda yer almaktadır dedi.
Bakan Eroğlu, yaptıkları toplantılarda Türkiye nin Kyoto Protokolü ne taraf olmaması halinde, sanki Amerika ile birlikte aynı derecede suçu varmış gibi bir algının oluştuğunu ifade etti. Tarihsel süreçte Türkiye nin iklim değişikliğiyle ilgisinin oldukça az olduğunu belirten Bakan Eroğlu, bu doğrultuda Türkiye nin Kyoto Protokolü ne taraf olduğunu anlattı.
1850-2002 yılları arasında sera gazı emisyonlarının ülkelere dağılımı konusunda bilgi veren Bakan Eroğlu, bu oranların Amerika da yüzde 29, Avrupa Birliği ülkelerinde yüzde 26, Rusya da yüzde 8, Çin de yüzde 7, Türkiye de ise yüzde 0,4 olduğunu belirtti.
Türkiye nin sera gazı etkisinin ihmal edilecek kadar düşük olduğunu belirten Bakan Eroğlu, Tarihsel süreçte bütün dünyanın üçte birine sera gazını salacaksın, aynı sorumluluğu Türkiye den bekleyeceksin. Bu adaletsizlik diye düşünüyorum dedi.
İklim Değişikliğiyle Mücadele
Türkiye, Kyoto Protokolü nün Ek-B listesinde yer almadığı için bir azaltım hedefi almamıştır. Ancak çevreye duyarlı bir şekilde enerji, ulaştırma, atık, tarım, ormancılık ve arazi kullanımında pek çok politika uygulamaktadır diye konuşan Eroğlu, şunları kaydetti:
Enerji verimliliğinin arttırılmasına yönelik uygulamalarla, 2020 yılında 222 milyon ton eşdeğer petrol (Mtep) olması beklenen tüketimin en az 30 Mtep lik bölümü, sanayide, binalarda, ulaşımda ve enerji sektöründe tasarruf edilebilecek ve böylece yaklaşık 75 milyon ton karbondioksit emisyonu önlenebilecektir.
Yenilenebilir Enerji
Bakan Eroğlu, yenilenebilir enerjide Türkiye nin durumunun çok iyi olduğunu, Türkiye nin sudan yılda 130 milyar kilovat saatlik hidroelektrik enerji potansiyelinin bulunduğunu söyledi.
Toplu taşımada metro ve hafif raylı sistemleri yaygınlaştırdıklarını, yük taşımacılığında deniz ve raylı sistemlere önem verdiklerini belirten Bakan Eroğlu, özellikle yakıt kalitesinin iyileştirilmesinin çok büyük bir faydasının olduğunu anlattı.
Marmaray Projesi bittiği zaman, günde 327 ton, yılda 130 bin ton karbondioksit azaltımı sağlayacak diyen Bakan Eroğlu, 2020 yılına kadar elde edilecek emisyon azaltımıyla 25 milyon ton karbondioksit emisyonunu atmosfere vermekten kurtarmış olacaklarını belirtti.
Ulusal İklim Değişikliği Strateji Belgesi
Bakan Eroğlu, Çevre ve Orman Bakanlığı koordinasyonunda, ilgili bütün kurum ve kuruluşlarla iş birliği içinde Türkiye nin önceliklerini tanımlayan Ulusal İklim Değişikliği Strateji Belgesi nin oluşturulduğunu söyledi.
Bu belgenin Kopenhag ta da dağıtılacağını anlatan Bakan Eroğlu, belgede bu alanda Türkiye de yapılan çalışmalar ve stratejilerin çok açık bir şekilde yer aldığını vurguladı.
Bakan Eroğlu, belgede yer alan faaliyetler konusunda şu bilgileri verdi: 2020 yılına kadar enerji yoğunluğu düşürülecek. Yenilenebilir enerji kaynaklarından etkin yararlanma stratejileri belirlenecek. Özellikle büyük şehirlerde metro ve hafif raylı sistemler ile toplu taşıma sistemleri yaygınlaştırılacak. Alternatif yakıt ve yeni teknoloji ürünü motorların kullanımını yaygınlaştıracak politikalar belirlenecek. Temiz üretim teknolojilerinin iklim dostu yenilikçi teknoloji tercih edilmesini sağlamak üzere özendirici mekanizmalar devreye sokulacak. Düzenli depolama tesislerine giden organik madde miktarı azaltılacak.
Milli ağaçlandırma seferberliği kapsamında, 2,3 milyon hektarlık alan ağaçlandırılacak ve bozuk ormanlar rehabilite edilecek. Bu sayede 2020 yılına kadar toplam 181,4 milyon ton karbon tutulmuş olacak. Türkiye nin su kaynaklarının çok maksatlı kullanılması ve korunmasına yönelik 25 havza için Havza Master Planları ve Nehir Havzası Yönetim Planları tamamlanacak. Tahıllarda kuraklığa dayanıklı çeşitler bölgesel olarak tespit edilerek üretimleri sağlanacak.
Kopenhag Taraflar Konferansı
Türkiye, iklim değişikliği müzakerelerine, hem sürdürülebilir kalkınma hedeflerini gözetmek, hem de katkı sağlamak prensibiyle katılmaktadır diye konuşan Bakan Eroğlu, Kopenhag Konferansı na 65 i müzakere heyeti olmak üzere kamu ve özel kuruluşlardan toplam 115 kişilik heyetle katılım sağlanacağını kaydetti.
Türkiye, yeni dönemde de azaltım ve mali yükümlülükleri bulunan ülkelerle aynı kategoride yer almayacak diye konuşan Bakan Eroğlu, Türkiye nin söz konusu müzakerelerde yaptığı bildirimle de kendini şu şekilde tanımladığını söyledi:
Türkiye, halen sanayileşmeye devam eden, sera gazı sınırlaması yapabilecek, ulusal programlar çerçevesinde azaltım planlayan, protokolün EK-B listesi dışında bulunan, Düşük Karbonlu Kalkınma Stratejisi ile kalkınmayı hedefleyen bir ülkedir.
Türkiye, mutlak azaltım hedefini almadan, ulusal programlar çerçevesinde azaltım sağlayarak Ek-1 dışındaki ülkelere model teşkil edecektir. Türkiye, 2007 yılında Birleşmiş Milletlere verilen 1. Ulusal Bildirim Raporu nda, 2020 yılı toplam sera gazı emisyonunun artış oranından yüzde 11 azaltım yapabileceğini bildirmiştir. Ülkemiz şartları tekrar gözden geçirmiş olup, müzakere sürecindeki gelişmelere ve diğer ülkelerin taahhütlerine bağlı olarak Türkiye nin açıklayabileceği oran üzerinde çalışmalar devam etmektedir.
Konferanstan Beklentiler
Bakan Eroğlu, Kophenhag Taraflar Konferansı ndan beklentilerinin ise iklim sisteminin eşitlik temelinde, ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluk ilkesine uygun olarak korunması, iklim değişikliğinden etkilenecek olan gelişme yolundaki ülkelerin ihtiyaç ve özel şartlarının dikkate alınması olduğunu söyledi.
İklim değişikliğinin önlenmesi için alınacak tedbirlerin etkin ve en az maliyete yapılması, sürdürülebilir kalkınmanın desteklenmesi ve alınacak politika ve tedbirlerin ulusal kalkınma programlarına entegre edilmesini de istediklerini belirten Bakan Eroğlu, şunları kaydetti :
Katıldığımız müzakerelerde ülkemizin hangi azaltım hedefini koyduğuna yönelik bir soru veya baskı gelmemiştir. Bu çerçevede, ülkemiz herhangi bir sayısal azaltım hedefi açıklamamıştır. Sözleşme Çalışma Grubu adı altında dağıtılan yeni taslak metinde, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerle bu ülkeler için öngörülen taahhütler arasında belirgin bir farklılık bulunmaktadır.
Ülkelerin azaltım konusunda, ekonomik gelişmişlik ve ulusal kapasitelerine göre farklı değerlendirilmesi gerektiğini belirten Bakan Eroğlu, şunları söyledi :
Müzakereler devam ettiği için net olarak netice ayın 18 i akşamı belli olacak, hükümet başkanları zirvesinde. Küresel iklim değişikliğiyle mücadeleye, adaptasyona, uyum çalışmalarına varız ama bu ülkenin özel şartları, kalkınmışlığı, tarihsel süreçteki mesuliyeti dikkate alınarak, adil bir şekilde bunun planlanması ve sınırlandırılması gerektiği kanaatindeyiz.
www.cevreorman.gov.tr / 14 Aralık 2009