Buğday yerine güneş enerjisi panelleri …
Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Aydal, tarlalara buğday yerine güneş enerjisi panelleri ekilmezse yarınların karanlık olacağını savundu.
Prof. Dr. Doğan Aydal, Aksaray Üniversitesi ndeki, Enerji Krizi ve ALTERNATİF Çözümler konulu konferansta, Türkiye de son yıllarda enerji bakanlarının enerji politikalarında, yanlış tercihler yaptıklarını öne sürdü.
Rüzgar ve jeotermal enerji gibi ALTERNATİF ENERJİ kaynaklarının değerlendirmesini yapan Aydal, Türkiye deki jeotermal enerjinin yüzde 6 sının ancak elektrik üretme potansiyeline sahip olduğunu belirtti.
Türkiye de yeni kurulması planlanan kömür santrallerine de değinen Aydal, Santraller için ham madde ihtiyacı yurt dışından olacağı için, dışarıya bağımlı olacağız. Enerjide dışarıya bağımlı olmak yanlış bir karardır dedi.
ÇÖZÜM GÜNEŞ ENERJİSİNDE
Aydal, Türkiye nin enerji ihtiyacını karşılamada güneş enerjisine yönelmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti : Türkiye nin her yerinden güneş enerjisi elde edilebilir. Güneşten elde edeceğimiz bu bu enerjinin depolama özelliği de var. Dünyada bu alanda bazı ülkelerin güneş enerjisi kullanımı dikkati çekmektedir. Japonya bu alanda çok iyi bir konumda. Almanya bizden daha kuzeyde olduğu halde güneş enerjisi üretimi hızla artıyor. İspanya 2002 ler de başladığı güneş enerjisi üretiminde koşmuyor, adeta uçuyor. Her geçen yıl üretimini katlıyor. Dünyada güneş enerjisi üretiminde uygulanan sistemi incelediğimizde yüzde 70 inin kent dışındaki boş arazilere güneş panelleri kurulmasıyla yapıldığını görüyoruz. Bizimde bir an önce bu sisteme geçmemiz gerekmektedir. Tarlalara buğday yerine güneş enerjisi panelleri ekmezsek, yarınlarımız karanlıktır. Kent çevresindeki dağlık alanlar, tepelik sahalar bu üretim için seçilmelidir.
Güneş enerjisinden elektrik üretiminin evlerde de uygulanabileceğini ifade eden Aydal, Çatılarda, balkonlarda, dış kaplamalarda bu sistem kurulabilir ve evin ihtiyacı olan enerji üretilebilir. Ben kendi evimin bahçesinin aydınlatmasında bu sistemi kullanıyorum dedi. Konferansa Aksaray Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Sağlam, akademisyenler ve çok sayıda üniversite öğrencisi katıldı.
www.haberaktuel.com / 09.11.2009
-.-
GÜNEŞ KURSU
Ankara Üniversitesi nin sembolü olan Güneş Kursu, genellikle Hitit uygarlığına ait bir eser olarak kabul edilir ve çoğumuzda Ankara ve Anadolu çağrışımlarını uyandırır. Bulunduktan sonra ilk kez Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi tarafından sembol olarak benimsenen, Ankara Üniversitesi kurulduktan sonra da Üniversite nin sembolü olan Güneş Kursu nun anlamı ve öyküsü ile ilgili olarak Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi, Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Aykut Çınaroğlu ilginç bilgiler aktarıyor. Güneş Kursu nun, Alacahöyük te Atatürk ün emriyle 1935 yılında başlayan kazılarla açığa çıkartıldığını, bu eserin Hitit öncesi döneminin yani Hatti döneminin bir eseri olduğunu belirten Prof. Dr. Çınaroğlu şunları söylüyor : " Güneş Kursu tunçtan yapılmış olup günümüzden yaklaşık 4250 sene önce dini merasimlerde ya da diğer merasimlerde standart olarak kullanılıyordu. Aynen Mehter Takımı nın standartları gibi bir işlevi vardı. Sallandığı zaman ses çıkartıyor ve bu ses de o merasime katılanlara bir huşu veriyordu. Güneş Kursu nu oluşturan yuvarlak dünyayı ya da güneşi temsil ediyor. Altta, iki adet boynuza benzer çıkıntı var ama boynuz değil. Ne olduğu kesin olarak henüz bilinmiyor. Üzerinde yer alan çıkıntılar ise doğanın çoğalmasını, üremeyi temsil ediyor. Kuşlar da aynı şekilde yine doğanın çoğalmasını, doğadaki hürriyeti anlatıyor.Bunun Güneş Kursu olduğu, benzer bir eserin gü-neş şeklinde ve ışınları yayar biçimde ele geçmesiyle anlaşıldı ve dolayısıyla bunların hepsine Güneş Kursu dendi. " Prof. Dr. Çınaroğlu, Güneş Kursu nun kesinlikle bir Hitit Eseri olmadığını belirtiyor. Hititlerden önce Anadolu da yaşayan ve adı bilinen en eski Anadolu kavmi olan Hatti lere ait olduğunu, yanlış olarak Hitit olarak yorumlandığını kaydediyor. Güneş Kursu nun, Hititlerin Anadolu ya gelmelerinden yaklaşık 300 sene önce yapıldığını ve kullanıldığını anlatan Prof. Dr. Çınaroğlu, Hatti Kavmi nin ise Anadolu da Türkçe nin de içinde bulunduğu Azyanik dili konuşan en eski kavim olduğunu dile getiriyor. Güneş Kursu nun Alacahöyük te Hatti beylerinden birinin mezarında bulunduğunu da belirten Prof. Dr. Çınaroğlu, buna Alacahöyük dışında hiç bir yerde rastlanmadığını, Hatti kralları öldüğü zaman bunun gibi 4-5 sembolle birlikte gömüldüklerini kaydediyor.
www.ankara.edu.tr