Başvuru var ilgi yok …
EMO Başkanı Tokel, Güney’de olduğu gibi ALTERNATİF enerji kaynakları üzerinde durulmasını istedi.
RÜZGAR ENERJİSİ İÇİN 6 BAŞVURU …
Güney Kıbrıs, ALTERNATİF enerji konusunda sadece rüzgar değil, güneş enerjinden de elektrik üretimi için çalışmalar yaparken, Kuzey Kıbrıs’ta söz konusu üretimle ilgili henüz bir adım atılmadı. YAGA’dan edinilen bilgiye göre, rüzgar enerjisinin kurulumuyla ilgili bugüne kadar Almanya, Rus-Çin, 2’si Türkiye, İngiltere ve Polonya olmak üzere toplam 6 firma başvuruda bulundu. Yatırımcılar, ilgili bakanlıklara yönlendirildi, ancak henüz bir sonuca varılmadı.
DEVLET POLİTİKASI ŞART …
Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı Ayşe Tokel, ALTERNATİF enerji kaynakları konusunda devletin politikası olması gerektiğini vurgulayarak, küçük çapta dahi olsa devlet tarafından teşvik edilerek bu tür yatırımların yapılmasının gerekliliğine işaret etti. ALTERNATİF enerji konusuyla ilgili taleplerine bugüne kadar sıcak bakılmadığını belirten Tokel, “ALTERNATİF enerji, dünyada uygulanmaya başlanan ve bizim geç kaldığımız bir uygulamadır” dedi
Ergül ERNUR
ALTERNATİF enerji üretimi konusunda Güney Kıbrıs, Kuzey’den bir adım önde.
Kıbrıs’ta güneş ve rüzgar enerjisinin yüksek seviyede olmasını değerlendirerek ALTERNATİF enerji üretimi için 82 megavat elektrik enerjisi üretme gücüne sahip bir rüzgar parkı kurmaya hazırlanan Güney Kıbrıs, güneş enerjisi kullanarak 25 megavat gücünde ilk güneş parkı için de araştırma yapıyor.
Güney Kıbrıs’ın yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanma konusunda gösterdiği çabaya karşı, ülkemizde konuyla ilgili bugüne kadar herhangi bir girişim yapılmadı. Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Başkanı Ayşe Tokel, ALTERNATİF enerji kaynakları santrallerinin ülkede kurulmasının şart olduğunu vurgulayarak, devletin bu konuda bir politikası olması gerektiğini söyledi.
Ülkenin gerek rüzgar, gerekse güneş enerjisi konusunda zengin olduğuna dikkat çeken Tokel, rüzgar enerjisiyle elektrik üretimi (rüzgar gülleri) için 6 firmanın Yatırım Geliştirme Ajansı’na (YAGA) başvuruda bulunduğunu belirtti. Tokel, ALTERNATİF enerji konusuyla ilgili taleplerine bugüne kadar hükümetler tarafından sıcak bakılmadığını iddia etti.
İsveç’ten gelen bir firmanın ülkeye 40 megavatlık rüzgar gülü santrali kurmayı talep ettiğini ancak devletin daha küçük ölçekli bir santral istediğini ifade eden Tokel, projenin fazla ilgi görmediğini kaydetti.
YAGA’dan edinilen bilgiye göre, rüzgar enerjisinin kurulumuyla ilgili bugüne kadar Almanya, Rus-Çin, 2’si Türkiye, İngiltere ve Polonya olmak üzere toplam 6 firma başvuruda bulundu.
Elektrik üretimi konusu daha önce Maliye Bakanlığı’na şimdi ise Ekonomi ve Enerji Bakanlığı’na bağlı olduğundan YAGA, yatırımcıları, ilgili bakanlıklara yönlendirerek danışmanlık sağladı. İlgili bakanlığın ihaleye çıkarak bu hizmeti almasının gerektiği bildirildi.
Sadrazamköy yakınlarında rüzgar potansiyeli var …
Yakın Doğu Üniversitesi’nin (YDÜ) yaptığı bir çalışma sonucunda Sadrazamköy yakınlarında rüzgar potansiyeli olduğunun tespit edildiğini kaydeden EMO Başkanı Ayşe Tokel, ALTERNATİF enerji kaynağı rüzgarın kullanılabilmesinin devlet politikasına bağlı olduğunu söyledi.
Ayşe Tokel, Ekonomi ve Enerji Bakanlığı’na gerçekleştirilen ziyarette ülkeye ALTERNATİF enerji kaynağının önemi ve gerekliliğine vurgu yaptıklarını ve Bakan Sunat Atun’un konuya ilgi gösterdiğini söyledi. ALTERNATİF enerji kullanımının Avrupa’da örnekleri olduğunu, ayrıca dünyanın artık ALTERNATİF enerji kaynaklarına kaydığına dikkat çeken Tokel, ilgili birimlere konunun önemi dile getirildiği halde “ısrarla sıcak bakılmadığından” yakındı.
Güney’deki rüzgar parkı, Kalecik santralinin yüküne eşdeğer …
Dikmen bölgesinde, 1 megavatlık güneş enerjisi santrali kurulmak istendiğine ancak metodun yanlış olduğuna işaret eden Ayşe Tokel, geniş bir araziye kurulacak yüzlerce güneş panelinin araziyi meşgul edeceğini vurguladı.
ALTERNATİF enerji kaynakları arasında yer alan rüzgar gülünün ülkede etkin bir şekilde kullanılabileceğini belirten Tokel, Güney Kıbrıs’ta Danimarka yapımı 41 adet rüzgar jeneratörü kullanılarak toplam 82 megavat elektrik enerjisi üretme gücüne sahip bir rüzgar parkı kurulacağını söyledi.
82 megavatlık yükün KKTC’deki Kalecik Santrali’nin yüküne eşdeğer olduğunu ifade eden EMO Başkanı Tokel, söz konusu santralin devreden çıktığı zaman ciddi anlamda kesintiler yaşandığına dikkat çekti. Tokel, rüzgar gülünün şebekeye sağladığı katkının yanı sıra, sisteme rahatlatma getirdiğini ayrıca sıfır yakıtla üretim yaptığının altını çizdi.
Hollanda’da rüzgar güllerinin deniz içerisine kurulduğunu da ifade eden Tokel, bu sistemle arazi işgalinin engellendiğini ve daha çok verim alındığını kaydetti. Tokel, “Önemli olan niyettir” diyerek, devletin bu konuda politika oluşturması halinde gerek güneş gerekse rüzgar enerjisiyle ilgili çalışmaların ülkede yapılabileceğini vurguladı.
Devlet teşviki şart …
EMO Başkanı Ayşe Tokel, ALTERNATİF enerji kurulumunun ön yatırım maliyetlerinin pahalı olduğuna dikkat çekerek, hükümetin maliyetlerden dolayı konuya sıcak bakmadığını düşündüğünü söyledi. Kömür veya şehir santrali yerine ALTERNATİF enerji kurulması gerektiği ilgili bakana ilettiklerini belirten Tokel, “ALTERNATİF enerji, dünyada uygulanmaya başlanan ve bizim geç kaldığımız bir uygulamadır” dedi.
Tokel, küçük çapta dahi olsa devlet tarafından teşvik edilerek bu tür yatırımların yapılmasının gerekliliğine işaret etti. “Devlet teşviki şarttır” diyen Tokel, KIB-TEK Yasası’nın hazırlanması ve ilgili yasalarda gerekli tadilatların da yapılması gerektiğini söyledi.
En az 100 megavatlık daha yedekli santral gerekiyor …
Elektrik üretimi ile tüketiminin şu anda “başa baş” gittiğini kaydeden Ayşe Tokel, ülkede en az 100 megavatlık daha yedekli santralin olması gerektiğini vurguladı. Termik veya kömür olabilecek yedek santrallerin yanında ALTERNATİF santrallerin de kurulması gerektiğini kaydeden Ayşe Tokel, “Baz denilen santraller ve ALTERNATİF enerji kaynaklı santrallerin kurulması gerekiyor” dedi. Tokel, şu anda üretilen elektriğin tüketildiğine işaret ederek henüz yedekli santrallerin olmadığını belirtti.
www.kibrisgazetesi.com / 03.10.2009
KKTC Hakkında
Coğrafi Konum
Akdeniz’in Sicilya ve Sardunya’dan sonra üçüncü büyük adası olan Kıbrıs, üç kıtanın ticaret yollarının kesistiği Doğu Akdeniz’de yer almaktadır. Komşuları; Türkiye, Suriye, Mısır, İsrail, Lübnan ve Güney Kıbrıs‘tır. Adanın toplam yüzölçümü 9,251.50 km2 olup Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yüzölçümü 3241,68 km2 dir. Kıbrıs adasının en yakın komşusu, 65 km. kuzeyinde yer alan Türkiye’dir. Ada ayrıca, Suriye’nin 100 km. batısında, Mısır’ın 420 km. kuzeyinde ve Rodos Adası’nın 480 km. doğusunda yer almaktadır.
Stratejik Önem
Kıbrıs adası, stratejik konumu nedeniyle yüzyıllar boyunca Doğu Akdeniz ülkelerinde egemen olan veya olmaya çalışan devletler tarafından yönetilmiştir. Doğu Akdeniz’de ticaret ve son dönemlerde de petrol ulaşım yollarını kontrol altında tutan Kıbrıs adası siyasal, ekonomik ve askeri açılardan Orta Doğu etkinliği için son derece önemlidir. Ada, Süveyş Kanalı’nın ağzında “batmayan bir uçak gemisi” gibidir. Savunma bakımından Türkiye için her zaman stratejik bir öneme sahip olan Kıbrıs adasının bu önemi, özellikle son yıllarda uluslararası alanda ve bölgede meydana gelen politik gelişme ve değişimler nedeni ile ayrıca Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı Projesi ile hem politik hem de ekonomik açıdan giderek artmaktadır.
Nüfus
2005 yılı kaba doğum ve ölüm oranları sırası ile binde 15 ve binde 8 olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin de-facto nüfusunun 30 Nisan 2006 tarihinde gerçekleştirilen sayımda 264,124 olduğu saptanmıştır. Bu duruma göre kilometre kare başına nüfus yoğunluğu 81.44’dür. Nüfusunun % müslüman olan KKTC’nde resmi dil Türkçe olup yabancı dil olarak İngilizce yaygındır. KKTC idari olarak beş ilçeden oluşmaktadır. Başkent Lefkoşa, Lefkoşa İlçesinin de merkezidir. Diğer ilçeler ise Gazimağusa, Girne, Güzelyurt ve Yeni İskele’dir. Turistik bir kent ve en büyük limana sahip olan Gazimağusa ikinci büyük şehirdir. Yine çok önemli bir turizm merkezi olan ve limanı bulunan Girne üçüncü büyük kenttir. Narenciyesi ile meşhur Güzelyurt ve İskele diğer büyük şehirler arasında yer almaktadır.
İklim
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tipik Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü, yazların sıcak ve kurak, kışların ılık ve yağışlı geçtiği bir ülkedir. Yağışların büyük bölümü Kasım - Mart döneminde düşmektedir. En soğuk ay olan Ocak’ta en düşük ve en yüksek hava sıcaklıkları ortalama 6ºC ve 16ºC, en sıcak ay olan Ağustos’ta ise en düşük ve en yüksek hava sıcaklıkları ortalama 21ºC ve 35ºC’dir. Yıllık ortalama sıcaklık ise 19 C.‘dir.
Yönetim Sistemi
Çok partili parlamenter demokrasi ile yönetilmekte olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 15 Kasım 1983 tarihinde kurulmuştur. Anayasal yetkileri sınırlı olan Cumhurbaşkanı, devletin başı olup sonuncusu beş yılda bir yapılan genel seçimle belirlenmektedir. Yürütme yetkisi ise, Cumhurbaşkanı tarafından atanan, Başbakan’ın yönetiminde oluşturulan Bakanlar Kurulu’na verilmiştir. Bakanlar Meclis içinden veya dışından olabilmektedir. Milletvekilliği genel seçimleri beş yılda bir yapılmaktadır. En son seçim 20 Şubat 2005 tarihinde yapılmış olup milletvekillerinin partilere dağılımı aşağıdaki tabloda verilmektedir. KKTC’nde büyüklü küçüklü 28 belediye bulunmaktadır. Dört yılda bir yapılan belediye seçimleri en son 4 Haziran 2006 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Yargı bağımsız olup Yüksek Mahkeme ve Kaza mahkemelerinden oluşmaktadır. Yüksek Mahkeme, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Yüksek İdare Mahkemesi ve Yüksek Seçim Kurulu olarak da görev üstlenmektedir.
Tarih
Akdeniz in mükemmel iklimi ve sıcak insanlarıyla ünlü Kuzey Kıbrıs, 3 kıtayı birleştiren en güzel adalardan biridir. Tertemiz sahilleri ve eşsiz doğasıyla tam bir turizm cennetidir. Efsanede anlatıldığı gibi Sezar ın Kleopatra ya aşkını kanıtlamak için bu adayı vermesi en güzel örnektir.
Arkeolojik kazılar M.Ö. 7000 Yılına uzanan Neolitik zamana ait yerleşim birimleri ortaya çıkarmıştır. Bulunan kalıntılardan Kıbrıs a yerleşen ilk insanların Mezopotamya ve Anadolu dan geldikleri tarım yapabilip hayvan evcilleştirdikleri anlaşılmaktadır. M.Ö 6000 ve daha sonra gelen guruplar çanak, çömlek, desti, bardak gibi kilden kaplar yapabilme sanatını getirmişlerdir. Bu zamana ait ortaya çıkarılan iki yerleşim biriminden biri Kuzey sahilinde Girne nin 10 km doğusunda "VRİSİ" kalıntıları, diğeri de Limasol ve Lefkoşa arasında "KİROKİTİA" denilen kalıntılardır.
Bronz çağına ait daha büyük yerleşim birimleri ortaya çıkmıştır. Bronz araçlarının en önemli ham maddesi olan bakırın Kıbrıs adasında çok miktarda bulunması yörede bu madenin ticareti ile uğraşan ve bakır işleyen merkezlerin gelişmesine yol açmıştır. Mağusa nın kuzey doğusunda "ENKOMİ" kalıntıları bu çağda gelişen ve çağa göre modern ve zengin bir kasabanın kalıntılarıdır. M.Ö. 2000 yılından itibaren Kıbrıs tarihi, adanın stratejik konumuna ve zengin bakır kaynaklarına sahip olabilmek için bölge güçlerinin istilalarına sahne olmuştur. Bu istilalarla gelen değişik kültürler, Kıbrıs adasını bir tarihi kalıntılar ve eserler ülkesi haline getirmiştir.
www.kktcbe.org/TR