Türkiye Avrupa`yı aştı …
Mecklenburg - Vormpppern Eyaleti`ne bağlı Kühlungsborn kentinde bir araya gelen bir grup işadamı, Türkiye ve Avrupa Birliği konulu panelde bir araya geldiler. Türk işadamları Türkiye`nin AB`ye ihtiyacı olmadığı görüşünde birleştiler.
KÜHLUNGSBORN - Mecklenburg-Vormoppern Eyaleti`ne bağlı Kühlungsborn kentinde düzenlenen konferansta Almanya ile Türkiye`nin ticari ilişkilerini geliştirme konusu ele alındı.
Türk işadamı Nihat Ünlü`ye ait Nordische Hof konferans salonunda yapılan toplantıya Almanya Ekonomi Bakanlığı Avrupa Birliği`nin (AB) genişlemesinden sorumlu müsteşar yardımcısı Helge Tolksdorf konuşmacı olarak katıldı. Almanya`nın Türkiye ile olan ticari ilişkilerini ilerletmek istediğini belirten Tolksdorf, Türkiye Almanya için büyük anlam ifade ediyor. Yurtdışında yaşayan Türklerin büyük bölümü Almanya`da yaşadığı için de geleneksel Türkiye-Almanya ilişkileri sıkı bağlarla korunuyor dedi. Almanya`da kullanıma sunulan birçok eşyanın Türkiye`den ithal edildiğini belirten Tolksdorf, Almanya`da tüketime sunulan araba, televizyon ve bilgisayar ekranları Türkiye`de üretiliyor. Türkiye Almanya`nın önemli bir ticaret partneridir dedi. Türkiye`nin 2005 yılında başlayan AB müzakereleri, AB ile Gümrük Birliği gibi birçok ortaklık anlaşmaları olduğuna dikkat çeken Tolksdorf, Türkiye rekabete hazır güçlü bir ülke oldu. Türkiye`nin AB`ye tam üyeliği konusunda 10 başlık açıldı ve sadece bir tanesi kapatılabildi. 8 başlık ise donduruldu. Almanya Türkiye ile tam üyelik pazarlığının devamını ve yeni başlıkların açılmasını istiyor dedi.
Türkiye`nin AB`ye ihtiyacı yok
Türkiye`nin AB yolunda iki önemli sorunu olduğunu ifade eden Tolksdorf, Kıbrıs sorunu ve Kürt sorunu, Türkiye`nin halletmesi gereken konuları. Türkiye`nin modern çevre ve enerji teknolojisine ihtiyacı var. Sağlık sektöründe, yenilenebilir enerji alanında ve çevre kirliği konusunda yapması gereken şeyler var dedi. Toplantıya dinleyici olarak katılan işadamı Erdo Erdoğan İse, Türkiye`nin aslında AB`ye ihtiyacı bile yok. Türkiye`nin genç bir nüfusu olması Türkiye`nin en büyük avantajıdır. 5 yıllık planlı ve projeli bir çalışmayla Türkiye`de sistem otursa, AB bize üye olmak için Türkiye`nin kapısını çalar dedi.
www.postgazetesi.com / 20 Eylül 2009