AB, Nabucco yu hızlandırmak istiyor
Nükleer enerji santrallerinin büyük risk taşıması ve iklim değişikliği, Avrupa da doğal gazın önemini artırıyor. Avrupa Birliği Komisyonu, Nabucco Doğal Gaz Boru Hattı Projesi nin hayata geçirilmesine hız vermek istiyor.
Almanya hükümeti, gelecek yıldan itibaren ülkedeki karbondioksit emisyonunu azaltmak istiyor. Ama ülkenin enerji ihtiyacının yüzde 50’sini yüksek karbondioksit çıkaran termik santraller sağlıyor. Diğer yandan rüzgar ve güneş enerjisine yapılan yatırımlar artarken, bu enerjinin depolanamaması da sıkıntı yaratıyor.
Diğer yandan 2022 yılına kadar Almanya’daki tüm nükleer enerji santralleri aşamalı olarak kapatılacak. Ama bu santraller hâlihazırda ülkenin elektrik ihtiyacının yüzde 23’ünü karşılıyor. O nedenle santraller kapatılmadan bu açığın diğer enerji kaynakları ile telafi edilmesi gerekiyor.
AB Komisyonu nun enerjiden sorumlu üyesi Günter Oettinger, öncelik verilecek enerji kaynaklarını şöyle sıralıyor: ‘’Tabii ki bu açık, öncelikli olarak yenilenebilir enerji kaynaklarından kapatılmaya çalışılmalı. Bunun hemen ardından depolanma imkanı ve esnekliği olan doğal gaz geliyor.’’
Oettinger böylece ‘’Eğer rüzgar esmez ve güneşi de bulutlar örterse, o zaman doğal gaz enerji santralleri devreye girip elektrik ihtiyacını sağlayabilir’’ diyor. Oettinger bütün bu enerji dönüşümü nedeniyle doğal gazın hem Almanya, hem de tüm Avrupa için öneminin artacağı görüşünde.
Rusya ya bağımlılığın azaltılması
Ancak Avrupa’nın gelecekte çok daha fazla doğal gaz ihtiyacı duyacağından şüphesi olan birçok uzman var. Bunun en önemli nedeni de tabii ki politik ilişkiler. Zira doğal gaz enerji santrallerinin kurulması için doğal gaz fiyatlarının elektrik fiyatlarından çok daha düşük olması gerekiyor. Bu nedenle ihtiyacının yüzde 60 ını ithal eden Avrupa nın doğal gazı teşvik kararı, tamamen, sürekli ve yeterli oranda doğal gaz temin edilebilmesine bağlı.
AB Komisyonu nun enerjiden sorumlu üyesi Günter Oettinger, bu konuda Rusya ya olan bağımlılığa dikkat çekiyor ve ‘’Birlik içerisinde hâlâ izole olmuş bir ada gibi Avrupalı komşuları ile bağlantısı olmayan AB üyeleri var. Bunlar doğal gaz ithalatında yüzde 100 oranında Rusya’ya bağımlı durumdalar’’ diye konuşuyor.
Oettinger, tüm Avrupa ülkelerinin doğal gaz tedarikinde Rusya’ya daha az bağımlı olması gerektiği kanaatinde. Rusya hâlihazırda Avrupa’nın doğal gaz ihtiyacının üçte birinden daha fazlasını karşılıyor. Oettinger, bu oranın düşürülmesini istiyor.
Nabucco Boru Hattı Projesi
Bunun için çözümün, Rusya’yı baypas ederek Hazar Bölgesi’nden doğal gaz getirtmek olduğunu dile getiren Oettinger, Türkiye üzerinden geçmesi öngörülen Nabucco boru hattı devreye girdiği takdirde, Avrupa’ya Güney Koridoru’ndan doğal gaz getirtilebileceğini söylüyor. Oettinger, bu projenin Rusya’ya da getirisi olacağını düşünüyor ve bunu şu sözlerle açıklıyor:
‘’Eğer Rusya doğal gazın Güney Koridoru’ndan gelmesini kabul ederse, o zaman Avrupalıların ihtiyacını karşılayamama endişeleri azalacak ve doğal gaza daha çok yatırım yapacaklardır. Eğer Ruslar doğal gazın Güney Koridoru’ndan tedarik edilmesini engellemeyi denerlerse, o zaman benim uzun vadeli gaz teminine olan güvenim kesinlikle azalır. Ve bence o zaman politikacılar da doğal gazı enerji hammaddesi seçeneği saymazlar. Projenin Ruslar için avantajı da şudur; Avrupa pazarında, 400 milyar metreküplük satışla yüzde 40’lık pazar payı yerine, 600 milyar metreküp ile yüzde 30-35 lik pazar payına sahip olmak daha iyidir.’’
AB Komisyonu nun enerjiden sorumlu üyesi Günter Oettinger, o nedenle Güney Koridoru projesinin hız kazanması için, tüm AB üye ülkelerinin tek bir ses olması için çabalayacağını ve bunu sağlamak amacıyla görüşmelere başlayacağını kaydetti. Oettinger, böylece büyük doğal gaz tedarikçilerinin AB ülkelerini birbirine düşüremeyeceğini belirtti.
AB Komisyonu nun planladığı görüşmelerde, öncelikle Hazar Denizi’nden doğal gaz temin edilmesini ele alınacak. Bu hat, ilerde Nabucco Boru Hattı’na bağlanabilir. Ancak Nabucco Boru Hattı Projesi’nin inşaatı, tedarikçi ülkelerin onayı gerektiğinden, birkaç kez ertelenmek zorunda kaldı.
www.dw-world.de/dw
27 Eylül 2011