Karbon çiftliği girişimi dünyada bir ilk
Avustralya hükümeti küresel iklim değişikliğine karşı bir önlem olarak dünyada ilk kez bir karbon çiftçiliği girişimi başlatıyor.
Kısaca CFI (Carbon Farming Initiative) olarak anılan proje, çiftçilerin sera gazı salınımlarını azaltmasını, karşılığında karbon kredileri elde ederek, bunun ticaretini yapabilmelerini hedefliyor.
Avustralya’da sera gazı salınımlarının %24 kadarı tarım sektöründen geliyor. Fakat uygun tarımsal uygulamalarının bu durumu azaltabileceği hatta tersine çevirebileceği bilinmekte. Hükümetin parlamentoya sunduğu yasa tasarısı, çiftçilere çeşitli teknik ve yönetimsel uygulamalarla karbon salınımını azaltıcı önlemler karşılığında parasal kazanç elde etme olanağı sağlıyor. Tasarının Temmuz ayında yasalaşması bekleniyor.
Yasa çerçevesinde geçerli sayılacak uygulamaları onaylama yetkisi verilen Ulusal Kırsal Sera Gazı Araştırma Merkezi direktörü Profesör Annette Cowie genelde üç değişik kategorideki uygulamaların söz konusu olduğunu söyledi. Birincisi Kyoto-uyumlu karbon tutan ormanların yetiştirilmesi. İkinci kategori yine Kyoto-uyumlu olarak, arazi dolgusu (landfill), hayvancılık ve gübre kullanımındaki diğer uygulamalar bulunmakta. Son olarak da Kyoto dışında kalan toprakta karbon tutulması ve yabani hayvan yönetimi konusu yer almakta. Kyoto kuralları şu sıralarda değiştirilmekte olduğu için 2013 yılına kadar üçüncü kategorinin de Kyoto kapsamına gireceği tahmin edilmekte.
Kyoto’nun öngördüğü gibi orman alanları oluşturmak dışında ağaçlar bu amaçla değişik biçimlerde kullanılabilir. Tarım alanlarında, ekim aralıklarında, sınrlarında, erozyonu önleme alanlarında, bağ ve bahçelerde ağaçların ekilmesi gibi uygulamalar Kyoto orman oluşturma kurallarının dışında da olsa yeni yasa ile desteklenecek.
Enerji üretimindeki seçenekler karbon salınımını azaltıcı diğer önlemler arasında. Çiftçileri değil de enerji firmalarını ilgilendiren bir önlem, termal güneş santraları ile fosil yakıt santralarının entegre çalışarak fosil yakıt kullanımın azaltılması. Ancak çiftçileri ilgilendiren enerji önlemleri de var. İkinci nesil biyoyakıt teknolojileri artık biyoyakıt üretiminden, atık maddelerden yararlanmaya dönmekte ve ticari uygulamalar olarak pazara girmekte. Çiftçiler tahıl artıklarını, orman ürünleri artıklarını tekrar toprağa döndürmek, dönüşümlü ürün ekimi, dönüşümlü otlak kullanımı, evsel atıklardan enerji üretimi sağlamak gibi çeşitli yollarla karbon salınımını azaltabilir ve kredi desteği sağlayabilirler.
Anlaşıldığı kadarıyla çiftçi temsilcilerinin de onay ve desteğini alan karbon çiftçiliği girişimi, aslında tamamen gönüllü katılımı öngörmekte. Yani hiçbir zorlayıcı tarafı yok. Daha sonra hükümetin gündeme getirmesi beklenen karbon maliyeti (ya da vergisi) mekanizması için kısmi bir altyapı oluşturuyor. Çiftçiler tasarruf ettikleri karbon salınımı kredilerini karbon fazlası olan kuruluşlara satabilecekler. Sera gazı salınımlarına tamamen piyasa koşulları içinde çözüm getirmeyi amaçlayan bu girişimlerin ne kadar başarılı olacağı, önümüzdeki yıllarda görülecek. Kaynak: bilimania.com
www.bilgicagi.com
24.05.2011