AB Petrol bağımlılığını azaltmak için çalışıyor
Avrupa Komisyonu Ulaşım ve Dolaşım Politikası’ndan sorumlu genel müdürlüğü düzenlenen bir konferansta petrol üretimini en üst düzeye çıkarmanın “ölümcül bir hata” olacağını çünkü Avrupa Birliği’nin petrol bağımlılığını azaltmak için alacağı tedbirlerin iptali anlamına geldiğini söyledi.
Avrupa Komisyonu 2009’da Petrol Stoku Yönergesi’ni gözden geçirerek üye devletlerin ithal olması durumunda en fazla ortalama 90 günlük ihtiyacı karşılayacak şekilde veya yerli üretim hâlinde ortalama 61 günlük petrol stoklayabileceklerini açıkladı. Komisyon bu kararla Uluslar arası Enerji Ajansı’nın kurallarına uyum sağladıklarını belirtti. Ayrıca petrol sıkıntısı olması hâlinde uygulanması gereken acil durum kurallarını kaleme aldı.
Avrupa petrol ithalatına 2010’da €210 milyar harcadı. Petrol ve petrol ürünleri ile enerjinin yüzde 96’sını kıta dışı kaynaklardan karşılanıyor. Ancak iklim değişikliği ile mücadele nedeniyle uygulanan kıstaslar ve ABD’de zengin şist gazı kaynaklarının keşfedilmesi nedeniyle 2010-2020 aralığında petrol daha az popüler yakıt olacak gibi görünüyor.
AB, 2020’ye kadar sera gazı emisyonlarını yüzde 20 oranında azaltmak ve enerji karışımında yenilenebilir enerji miktarını yüzde 20’ye çıkarmak istiyor. Her iki hedefte 1990’lardaki emisyon düzeyleri esas alınıyor.
Çevreciler karbon ve kömüre göre yarı yarıya daha az emisyona sebep olan doğal gazın daha fazla kullanılmaya başlaması konusunda pek de coşkulu değil. Çünkü doğal gazın sebep olduğu zehirli gaz çıkışı yenilenebilir enerji kaynaklarıyla karşılaştırıldığında üstel seviyelerde daha fazla. Bununla birlikte son araştırmalar şist gazı kullanımının kömür ya da petrole göre daha fazla emisyona sebep olabileceğini ortaya koyuyor.
Avrupa Parlamentosu (AP) Yeşiller Grubu üyesi Marjeta Jager bu konuda “Eyleme geçmekte gecikilmesi durumunda çok da uzak olmayan bir gelecekte dolaşım özgürlüğümüzü epeyi kısıtlamak ve dünyanın başka yerlerinden teknolojik çözümler ithal etmek zorunda kalacağız” uyarısında bulunuyor.
Avrupa Komisyonu Ulaşım Beyaz Tebliği’nde “Sosyal dolaşımın engellenmesinin bir seçenek olmadığının” altı çiziliyor.
Petrol rezervlerinin yarısının kullanıma açılması ancak üretimin azaltıması nedeniyle fiyatlar astronomik oranda artarken kaynak zayiatı da söz konusu.
Başlangıçta petrol sanayinde gülüşmelere sebep olsa da artık dünyanın petrol rezervlerinde tepe noktasına ulaşıldığı üzerinde genel bir mutabakatın oluştuğu görülüyor.
Geçen hafta Uluslar arası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Fatih Birol tam kapasite petrol üretiminin aslında 2006’da ulaşıldığını kaydetti.
Birol “Önümüzdeki 25 yılda üretim düzeyinin tutturulması açısından mevcut petrol alanlarının sayısı giderek azalıyor. Dört yeni Suudi Arabistan bulmamız ve geliştirmemiz gerekiyor” dedi.
Birol önümüzdeki üç yıl içinde petrol fiyatlarının buna bağlı olarak üçte bir oranında artacağı tahmininde bulundu.
Arap Baharı adı verilen halk ayaklanmalarının 2001 başı itibarıyla Ortadoğu’yu sarması üzerine petrolün varil başı fiyatı ilk kez $100’a çıktı. Ancak petrol üreticilerinin şeffaflık konusunda ketum davranmaları nedeniyle rezervlerin ne kadar olduğuna dair belirsizlik söz konusu.
Şubatta açıklanan Wikileaks belgeleri, Washington’ın dünyanın en büyük petrol ihracatçısı Suudi Arabistan’daki petrol rezervlerinin yaklaşık yüzde 40 civarında değerinin üstünde tahmin edildiğini düşündüğünü açığa çıkardı.
Kredi krizine benzer
İngitere’nin en büyük güneş enerji çözüm şirketi Solar Century’nin kurucusu ve İngiliz hükümeti eski yenilenebilir enerji danışmanı Jeremy Leggett, Brüksel’e uyarıda bulunarak petrolde tam kapasite kullanıma geçmenin 2008’de dünyayı kasıp kavuran kredi krizine benzemek olacağını söyledi.
Leggett en kötü senaryonun dünyada bir enerji kıtlığı yaşanması olduğunu sözlerine ekledi.
Ancak AB Enerji Müdürlüğü Petrol ve Kömür Birimi Başkanı Jan Panek 2009’un Petrol Stoku Yönergesi’yle üye devletlerin petrol üretim stoklarında en alt seviyeyi korumalarının önerildiğini kaydederek Avrupa’nın bu şekilde ani bir petrol sıkıntısına karşı hazırlıklı olacağını söyledi.
Panek “Daha önce böyle bir şey olmadı ama gelecekte olabilir. Petrol rezervlerinin sayısında belirsizlik var ve ne kadar petrol olduğu konusunda” dedi.
Ancak Panek, aralarında Suudi Arabistan’ın da bulunduğu Körfez ülkelerinin petrol rezervleriyle ilgili resmî tahminlerle ilgili yorumda bulunmaktan kaçındı.
Bir diğer panelist Lord Oxburgh Suudi Arabistan kıralı Abdullah’ın bundan sonraki nesillere hizmet edecek yeni rezervler için sondaj çalışmalarına başlanması emrini verdiğini söyledi.
“Bunu mümkün olduğu kadar yavaş ve daha yüksek fiyattan yapacaklar muhtemelen” diyen Oxburgh “Elinde yıllanmış şarap bulunan bir şarap tüccarının stratejisidir bu” şeklinde sözlerini tamamladı.
Oxburgh’a göre petrol rezervlerinin tam kapasite kullanımında meydana gelecek zararın en çok gelişmekte olan ülkelerde hissedileceği uyarısında bulundu.
www.euractiv.com.tr/enerji
05 Mayıs 2011