48.5 MİLYARLIK AÇIĞA ALTERNATİF ENERJİ

Petrol ve doğalgazın 2010 yılı faturası 35 milyar dolara yükselmiş durumda. Petrolün varili 1 dolar arttığında Türk ekonomisine maliyeti yıllık 210 milyon dolara ulaşıyor. 48.5 milyar dolarlık cari açığın kapatılmasında ise ALTERNATİF kaynakların devreye girmesi önem arzediyor.

Güneş, rüzgar, hidrojen, hidroelektrik ve jeotermal kaynaklar ALTERNATİF kaynaklar olarak değerlendirilirken, Türkiye nin enerji sektöründeki bağımlılığının azaltılması noktasında petrol ve doğalgazın tedariki kadar bu kaynakların kullanımı da ekonomik açıdan avantajlı konumumuzu geliştirecek. Mevcut kaynakların devreye sokulması halinde 2010 da verilen 48.5 milyar dolarlık cari açığın azaltılmasında etkili bir adım teşkil edecek.

38 MİLYAR DIŞ KAYNAK

Türkiye nin toplam enerji ithalatı, 2010 yılından 2013 e, 37.8 milyar dolardan 53.1 milyar dolara çıkacak. Türkiye nin kullandığı toplam enerjinin parasal değeri 65 milyar dolar. 2008 de kullandığımız toplam enerjinin yüzde 74 ünü ithal ederek 48 milyar dolar ödeme yapıldı. 2010 da işletmeye alınan toplam kurulu gücü 3.490 MW olan santralların 1.206 MW lık kısmı yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi yapan santrallar. Bunların; 436 MW ı rüzgâr, 736 MW ı hidrolik, 17 MW ı jeotermal, 17 MW ı ise çöp gazı ve biyogaz kaynaklı elektrik üretim santralları.

RUSYA VE İRAN A ÖDEME

Ülke olarak her yıl enerji açığımız yüzde 5 civarında büyüyor. Petrolde yüzde 90, doğalgazda dışa bağımlı durumdayız. 2002 de 31 bin megavat kurulu enerji gücümüz, 2010 yılı sonunda 40 bin megavata çıktı. Bunun yüzde 70 e yakınını ithal temelli kaynaklar oluşturuyor. Su kaynaklarından üretilebilecek enerji 50 ile 150 bin megavat arasında tahmin ediliyor. Mevcut kurulu hidroelektrik santralleri ile 15 bin megavat enerji üretilmekte. Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ın belirttiği gibi, 11 ayda Rusya dan ithalatımız 19,1 milyar dolar. İran dan ise 6,9 milyar dolar. Enerji ithali olmasaydı dış ticaretimizde 1 milyar dolar fazla vermiş olacaktık.

GÜNEŞ TARLASI PROJESİ

Şanlıurfa Birecik hidroelektrik santral alanında Türkiye nin ilk güneş enerjisi tarlası kurulması için adımlar atıldı. EÜAŞ, Türkiye nin ilk güneş enerjisi tarlasını kurmaplanını devreye aldı. 25 megavat büyüklüğünde planlanan güneş santrali Alman ortakla hayata geçecek. 50 milyon dolar üzeri bir yatırım gerektiren santral için fizibilite çalışması ve teknoloji transferinin gerçekleşmesi amacıyla Alman Kalkınma Bankası ile 22 Aralık 2010 da hibe anlaşması imzalandı.

BÜTÇEYİ DE SARSACAK

Türkiye de elektrik talebi 2010-2019 yıllara arasında yıllık yüzde 7.2 büyüyecek.Türkiye nin elektrik talebi 10 yıl içinde yaklaşık 2 kat artacak. Türkiye 2020 yılına kadar sadecece elektrik sektörüne 120 milyar dolar para yatırmak durumunda kalacak. Bu yıllık 12 milyar dolar anlamına geliyor. Ülkemizde en az 35 bin MW lik daha HES kurabilme imkanı var. Rüzgarda ise 20 bin MW lik potansiyel varken kurulu gücümüz sadece 800 MW. Petrol ve gaz faturası 2010 da 35 milyar dolara yükselmiş vaziyette.Petrolün varili 1 dolarlık artış gösterdiğinde Türk ekonomisine maliyeti yıllık 210 milyon dolara ulaşıyor.

Yıllık 4 milyar liralık tasarruf

Enerji Mühendisleri Odası (EMO) İstanbul Şube Başkanı Erhan Karaçay, 2008 de yürürlüğe giren enerji verimliliği yasasınca verimliliğin esas alınması gerektiğine vurgu yaptı. Karaçay "Enerji sektörü yüzde 72 lerde dışarıya bağımlı. Yıllık enerji talep artışı yüzde 8 leri buluyor. 48 bin 500 MGW lık kurulu gücümüzün yükseltilmesi gerekiyor. Bir taraftan özelleştirmeler yapılırken diğer yandan çevresel etkileri gözününe alan ve arz güvenliğini temin eden sektörel yatırımlara hız kazandırılmalı. Yıllık 4 milyar liralık sırf enerji kaçağı ile mücadele ile artı gelir elde edebilmek mümkün" dedi.

Boğaz dan 5 bin MW lık enerji akıyor

Siemens Türkiye Genel Müdürü Hüseyin Gelis, ölçüm yaptıklarını İstanbul Boğazı ndaki nehri 5 bin MW lım elektrik gücüne dönüştürebileceklerini kaydetmişti. Denizaltına yapılacak yatırımın 4 milyar avro olacağına dikkat çeken Geliş, "Türkiye nin kurulu gücünün yüzde 13 üne denk gelen rakam. Rusya nın Akkuyu ya yapacağı nükleer santral toplamda 4 bin 800 MW güç üretecek. Boğaz da boşa akan suyun değerlendirilmesi gerek. Bu durumda nükleer enerjiye gerek kalmayabilir" diyor. Rüzgarda 1 MW lık elektrik üretimi için kurulacak türbinin maliyeti 800 bin avro seviyesinde olduğunu kaydeden Gelis in, "Boğaz ın altına da 5 bin MW lık santrali 4 milyar euroluk bir yatırımla, yani rüzgarla eşdeğer bir maliyete kurabiliriz. Siemens olarak bunu yapabiliriz" yorumu dikkat çekti.

Santral kapasitesi yükseltilmelidir

Yağmur Enerji Genel Müdürü Mustafa Damar, enerji sektöründe devlet ağırlığının azaltılarak özel sektörün geliştirilmesinin önemli olduğunun altını çizdi. "Yarısı kamunun elinde bulunan (Soma-Tunçbilek-Afşin Elbistan) termik santrallerin verimli ve tam kapasite ile çalışması sağlanmalı" diyen Damar, "Yüzde 50 kapasitelerde çalışan san- trallerinin yüzde 80 lere çıkarılması önemli. Rehabilitasyonun yapılması önemli gelir teşkil edecek. Toplamda 50 milyar dolarlık gelir sağlanmış olurdu. Kamu üretimden çıkmalı. KDV nin yüzde 12 lerde seyretmesi negatif bir durum. Yüzde 12 lik iskontonun kaldırılması sektör temsilcileri için olumsuz bir tablo ortaya koydu" şeklinde değerlendirmede bulundu.

Verimlilik sağlayan projeler gerekiyor

GSR Enerji Genel Müdürü İsmail İnci, TBMM de Ocak ayında yenilenebilir enerji kanunu ile ilgili düzenlemelerin yapıldığını hatırlattı. "Güneşe verilen teşvik 600 megavatla sınırlandırıldı. Ülkemizde güneş enerjisi bağlamında 30 gigabaytlık kapasite bulunuyor" diyen İnci sözlerini şöyle sürdürdü: "Doğalgazda Kullan ya da öde şeklindeki yükümlülük dış açıkta etkili. Güneş, su ve rüzgar kapasitemiz değerlendirilirken seçilecek olan bölgeler önem arzediyor. İngiltere de olduğu gibi bizde de konutlarda uygulanacak verimli projelerle de en az yüzde 15 lerde verimlilik sağlanarak ithal olarak karşıladığımız enerjideki maliyetleri daha aza indirebilmek mümkün." CEVAT KIŞLALI

www.yenisafak.com.tr / ekonomi / 07 Nisan 2011

www.gunesdergisi.com