Güngör Uras; ¨ Yakında Elektrik Sıkıntıları Başlayacak¨
Nükleer tartışmaları ile günler geçiyor yakında elektrik sıkıntıları başlayacak
2010 yılında 210 milyar kws elektrik tükettik. Türkiye’nin yıllık tüketimi (ekonominin canlı olduğu yıllarda) yüzde 5 ile 10 dolayında artıyor, artacak. Demek ki her yıl 10-20 milyar kilovat saat (Kwh) elektrik üretecek kaynağın devreye girmesi gerekiyor.
Tahminlere göre 2023 yılında elektrik enerjisi tüketimi 500 milyar kWh seviyesine çıkacak.
* Güneşten elektrik üretme işi henuz pahalı ve zor. İyimser hedef yakın dönemde 600 MW (MG-Megavat 1 milyon vatdır. GW - Gigavat 1 milyar vatdır) güce erişmek. (Güç başka, üretim başkadır. Üretim Kwh- kilovat saat olarak ölçülür) Bu güç yılda 1.5 milyar Kwh. elektrik üretimi demektir ki...
Dişe dokunmaz
* Rüzgâr gülünde 1.320 MW kapasiteye ulaştık. Yılda 3 milyar Kwh. elektrik üretebiliyoruz. Hedef 20 bin MW kapasitedir. O zaman yılda 40-50 milyar Kwh. elektrik üretebileceğiz.
*Türkiyenin sularından elde edilebilecek elektrik gücü ölçülmüş. Ekonomik potansiyel 140 milyar Kwh.
Bu potansiyelin kabaca %40 ı harekete geçirildi. 2010 yılında 51 milyar Kwh elektrik üretildi.
Akarsular üzerinde HES denilen küçük üretim tesisleri kuruluyor. 16 bin MW’ı devreye girdi. 15 bin MW için lisans verildi. Bunlar devreye girince yaklaşık 40 milyar Kwh elektrik üretilecek.
* Jeotermal (sıcak su) kaynaklarımızdan elektrik üretilebiliyor. Ama bölgesel ve sınırlı miktarda üretim var.
2010 yılı sonu itibarıyla toplam elektrik üretiminin yüzde 46 sını doğalgaz, yüzde 17’sini linyit, yüzde 8’ini taş kömürü, yüzde 2.3’ünü fuel yakarak elde ediyoruz. Hidrolik santraların payı yüzde 24.5, rüzgarın payı %1.3 ve jeotermal enerjinin payı yüzde 0.3 dolayında.
Her yakıt türünde, 1 MW kapasiteli tesisin yatırım maliyeti farklı. Enerji tesislerinde yatırım maliyeti önce sermayenin faiz yükü olmadan (bir gecede tesis inşa edilerek üretime geçecekmişcesine/overnight capital cost) veriliyor. Çünkü yatırımın süresine ve büyüklüğüne göre faiz yükü değişiyor.
Ortalama maliyetler...
OECD’nin yayınladığı ortalama maliyet istatistiklerine göre, 1 MW için rüzgar gülünde maliyet 1.900-3.700 dolar. Hidrolikte 1.500-3.000 dolar. Kömürde 900-2.800 dolar. Doğalgazda 600-1.000 dolar. Nükleerde 1.600-5.900 dolar. Nükleerde ortalama 4 bin dolar.
Ruslarla yapılan anlaşmaya göre Rus teknolojisi ile kurulacak nükleer santralın 4 ünitesi olacak. Her bir ünitenin gücü 1.200 MW olarak belirlenmiş. Demek ki her bir ünitenin maliyeti 1.200x4 bin dolar, 5 milyar dolar dolayında. 4 ünitenin toplam maliyeti 20 milyar dolar.
Rus projesinin özelliği, Rusya’nın finansman işini üstlenmesi. Başka ülkelerin firmaları (1) Ya finansmanı bizim yapmamızı (2) Ya da bulunacak krediye devlet garantisi vermemizi istiyorlar. Her yapılacak santral için 20 milyar dolar dış krediye imza atıldığında ülkenin kamu borcu büyüyecek.
Rusya ile imzalar atıldı ama henüz proje ortada yok. Temel atılmadı. Proje ortada olmadığı için Rusların kullanacakları teknoloji tam olarak bilinmiyor. Proje ve teknoloji olmadan santralın güvenli olup olmadığını tartışmaya imkan yok.
Ülkenin enerji ihtiyacını belirlemek, bunu programa bağlamak, talebi karşılayacak yatırımları zamanında yapmak ayrı bir uzmanlık dalı.
Elektriğin hangi kaynaklardan üretilmesinin ülke yararına olacağını belirlemek ayrı bir uzmanlık dalı.
Seçilen üretim kaynağında, kapasiteyi, teknolojiyi, maliyeti belirlemek, yapımcılarla pazarlık yapmak, yapımcıları denetlemek ayrı bir uzmanlık dalı. Bütün bunların tek bir şemsiye altında yapılması bir zorunluluk.
Bizde bu konuda yetişmiş insangücümüz var. Bu işlerin uzmanları var. ama (1) Bunlar dağınık kuruluşlarda. (2) Enerji politikasını oluşturacak ve uygulayacak merkezi otorite yok. (3) Bu işe politikacılar pek meraklı. Kaç ay, yıl bakanlık koltuğunda oturacağı belli olmayan bakanlarımız politikayı da kendileri belirliyor, ne yapılacağına da kendileri karar veriyor, pazarlığı da kendileri yapıyor.
Yapıyor da ne oluyor? İşte bunun için yıllardır, ulusal bir enerji politikamız olamadı. Göbekten doğalgaza bağlandık.
Modası geçti. Başkaları söküyor. Biz 5-8 yıl sonra devreye ancak girebilecek, teknolojisi belirsiz bir Rus nükleer tesisini yaptırmaya çabalıyoruz.
Kişi başı tüketim düşük
Elektrik her ülkenin olduğu gibi bizim ülkemizin de temel sorunu.
Kişi başı yıllık elektrik tüketiminde OECD ortalaması (Biz de OECD ülkesiyiz) 8.549 Kwh iken bizde 2.162 Kwh.
Fakat kişi başı tüketim hızla artıyor. Artacak. 1970’lerde kişi başı tüketim 1.449 Kwh seviyesindeydi. O yıllarda kurulu elekrreik enerjisi üretim gücümüz 27.264 MW, yıllık elektrik üretimimiz 124 milyon Kwh iken şimdilerde kurulu gücümüz 44.761 MW’a yıllık elektrik üretimimiz 210 milyar Kwh’a yükseldi.
Kurulu gücün 29.339 MW’ı termik, 14.553 MW’ı hidrolik, 791 MW’ı rüzgar, 77 MW’ı jeotermal enerjiye dayalı. Elektriğin yüzde 42’sini sanayi,yüzde 15’ini ticarethaneler tüketiyor.
Evlerde kullanılan elektriğin toplan tüketimdeki payı yüzde 25, tarımsal sulamanın payı yüzde 3, sokak aydınlatmalarının payı yüzde 3 dolayında.
Maliyet önemli bir konu
Ekonomi için, tüketici için önemli olan 1 Kwh elektrik enerjisinin en ucuza üretilmesidir. Maliyetidir. Yatırımlarda teknoloji yanında, yatırımın süresi ve finansman yükü (faiz) de 1 Kwh elektrik enerjisinin maliyetini etkilemektedir. Yukarıdaki tabloda OECD tarafından 2010 yılı için verilen (yatırımlardaki faiz yükü hariç) değişik kaynaklardan elde edilen elektriğin 1 Kwh’nın maliyet rakamlarını bulacaksınız.
Ruslar Akkuyu’da VVER-1200 teknolojisi kullanacaklar
Rusya dünyada nükleer teknolojide başka ülkelerle yarışmak için büyük çaba içinde.
Geçen temmuz ayında Başkan Medvedev, nükleer teknolojiyi geliştirmek için 2010-2012 yılları arasında 3.8 milyar dolar araştırma-geliştirme harcaması yapacaklarını açıkladı.
Akkuyu’da VVER-1200 tipi santral yapımı söz konusu (Bunun bir ilerisi VVER-1200 A)...
Bu teknoloji 1955 yılında geliştirilmiş. İlk defa 3 üniteli Novovoronezh tesisinde uygulanmış. 1971’de üretime geçen tesisin proje ömri 2016 yılında tamamlanıyor.
Bugüne kadar VVER teknolojisi ile 51 mükleer tesis inşa edilmiş.
Finlandiya’da 1, Slovakya’da 2, Çek Cumhuriyeti’nde 2, Macaristan’da 1, Bulgaristan’da 1, Ukrayna’da 4, Ermenistan’da 1, Çin’de 1, Hindistan’da 1, İran’da 1 tesis VVER teknolojisi ile çalışıyor veya çalışacak. Kalanları Rusya’da.
Yenilenebilir de var
Dünyada 2009 yılında kullanılan enerjinin yüzde 18’i (1.230 GWe) yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilmiş. Dünyada kullanılan enerjinin yüzde 15’i hidrolik kaynaklardan yüzde 3’ü diğer yenilenebilir enerji kaynaklarından (Rüzgâr 159 GWe, güneş 21 GWe) elde edilmiş.
Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nden Turgut Görez ve Akmet Alkan’ın araştırmasında Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynakları açısından mevcut brüt potansiyeli; hidrolik 430-450 GWh/ yıl, güneş 365 GWh/ yıl, biogaz 1.58 GWh/yıl, rüzgar 400 GWh/ yıl, jeotermal ise 16 GWh/ yıl olarak tahmin ediliyor.
Brüt potansiyel rakamı teknik yönden ve ekonomik yönden değerlendirildiğinde enerji üretim imkânı daha düşük tahmin edilmektedir.
Güngör Uras / Milliyet
www.yesilekonomi.com
22.03.2011