Makine Mühendisleri, Enerji Kanununun Yeniden Düzenlenmesini İstiyor
Makine Mühendisleri Odası İnegöl Temsilcisi Erkan Öztürk, 8 Ocak 2011 tarihinde yürürlüğe giren Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi nin tekrar düzenlenmesini istedi.
Enerji Verimliliği Haftasının, enerjide dışa bağımlılığı azaltmanın yanı sıra sanayi, bina ve ulaşımda tasarruf şuurunu yaygınlaştırmak için değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Erkan Öztürk, "Ülkemizde ithal enerji miktarı yüzde 70 i aşıyor. Türkiye, dünyanın en pahalı elektriğini kullanıyor. Bu da sanayici ve üretim için çok yüksek bir maliyet demektir. Yüksek enerji maliyeti, yerli sanayicinin dünya piyasalarında rekabet etmesini zorlaştırıyor. Enerji tasarrufu çalışmalarının hızlandırılması gerekir. Yeterince değerlendirilmeyen linyit, hidrolik, rüzgar enerjisi, jeotermal ve güneşe dayalı elektrik üretim potansiyeli harekete geçirilmeli, birincil enerji tüketimi ve elektrik üretiminde dışa bağımlılığın azaltılması ve özelleştirmelerden vazgeçilmeli, kaynaklar kamusal çıkarlar gözetilerek değerlendirilmeli, kamusal üretim ve denetim öncelikli enerji politikası olmalıdır" dedi.
Enerji kimlik belgesi uygulamasından da bahseden Öztürk, "Yeni yapılacak binalara enerji kimlik belgesi alma mecburiyeti getirilecek. 20 Aralık 2010 tarihi itibarıyla odamıza bağlı tüm şubelerimizde binalarda enerji performansı yönetmeliği kapsamında enerji kimlik belgesi uzmanı yetiştirme kursları başlatıldı. Biz TMMOB Makine Mühendisleri Odası olarak enerji verimliliğini çok önemsiyor ve bu alanda kongreler düzenliyoruz. Odamızın eğitim, denetim ve belgelendirme hizmeti verdiği hususlar arasında, binaların ısı yalıtımı ve enerji performansı açısından değerlendirilmesi, yüksek verimli kazanlar, ısı tesisatı, soğutma ekipmanları, sıcak ve soğuk boru ve yüzeylerin yalıtılması, atık ısının geri kazanımı, kojenerasyon, bölgesel ısıtma tesisleri, enerjide verimli ve çevreye uyumlu taşıtlar hakkında odamız eğitim, denetim ve belgelendirme faaliyetleri sürdürmektedir" diye konuştu.
Ülkemizde enerji tüketiminin sanayide yüzde 35, ulaşımda yüzde 20, binalarda yüzde 30-35 arasında olduğunu anlatan Öztürk, "Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, iki yıl sonra tamamen yeniden düzenlenerek 8 Ocak 2011 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu kanun yeniden gözden geçirilerek, kamu çıkarları doğrultusunda konuyla ilgili kesimlerin de görüşleri alınmalı. Kanun, yenilebilinir enerji kaynaklarına dayalı stratejik bir yaklaşım içermediği gibi destek de öngörülmemiştir. Yenilenebilir Enerji Stratejisi ve Faaliyet Planı katılımcı bir model eşliğinde hazırlanmalı ve faaliyet planı ile buna uygun genel bir çerçeve yasası oluşturulmalıdır. Çerçeve yasaya bağlı olarak da hidrolik, termik, rüzgar, güneş, jeotermal gibi her bir yenilenebilir enerji kaynağı için teşvik unsurlarını da kapsayan bütün strateji belgeleri ve ikincil mevzuat ayrı ayrı hazırlanmalı ve yine her bir kaynak için 2020-2030-2050 yıl hedefleri belirlenmelidir. Ayrıca yerli sanayinin desteklenmesi için enerji ekipmanlarının yurt içinde üretimi desteklenmelidir. Kanunda, dünyada en çok kabul gören güneş enerjisine dayalı elektrik üretimine destek verilmemektedir. Ülkemiz buna çok uygun olmasına rağmen, 2010 daki toplam elektrik üretiminin sadece binde 47 si güneş enerjisinden sağlanmaktadır. Kanunun, ormanların, doğal ve tarihi SİT ile koruma alanlarının, vasıflı tarım arazilerinin yok olmasına sebep açacak hükümler içermesi Toprak Koruma Kanunu na aykırıdır" şeklinde konuştu.
Öztürk, enerji üretim ve dağıtım denetimini özel şirketlere devredilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürdü.
İHA / Bursa / 21.01.2011