Globia Danışmanlık Yönetici Ortağı Bülent Birol: Enerji ve karbon azaltımı projelerinde sertifikasyon mutlaka düşünülmeli.

 

Karbon emisyonu envanteri, strateji çalışması ile birlikte enerji verimliliğine kadar ulaşarak, şirketlerin para kazanması ile sonuçlanıyor. Buradaki temel anlayış; ölçmek, azaltmak ve kazanmak. Ölçemediğinizi, azaltamazsınız ve kazanmazsınız.

 

İklim değişikliği olgusu beraberinde risk ve fırsatlar getiriyor. Bu risk ve fırsatların belirlenmesi, geleceğe dair muhtemel senaryoların detaylı analizi neticesinde stratejilerin oluşturulması kuruluşların önlerindeki seçenekleri anlamalarını ve karşılaşabilecekleri durumlara hazırlıklı hale gelmelerini sağlıyor.

 

Çevre Yönetimi ve Karbon Yönetimi alanlarında hizmet vermekte olan Globia Danışmanlık hizmet verdiği bu iki alanda, projelerde optimum sonuçlar elde etmek için ülkemiz için göreceli olarak yeni olan bu sektörlerde, kendisini kanıtlamış olan yurtdışı firmalarla ortaklıklar oluşturarak yol almayı tercih etmiş. Bu kapsamda; Karbon yönetimi konusunda Pointcarbon, Çevre Yönetimi konusunda Intergeo ile işbirliği ve münhasırlık anlaşmaları gerçekleştirilmiş.

 

Globia Danışmanlık Yönetici Ortağı Bülent Birol ile çevre ve karbon yönetimi alanlarında öne çıkmakta olan konuları ve Globia’nın işletmelere vermekte olduğu hizmetleri konuştuk.

 

Her iki alanda da öne çıkacak ya da çıkması gereken ana temalar bulunduğunu ifade eden Birol, şu bilgileri verdi:

 

- Çevre konusunda izleme denetleme yönetmeliğinin oluşması ile bu alanda önemli gelişmeler olacak. Bu noktada gerek şirketlerin kendi iç kaynaklarına gerekse bu konuda hizmet veren akredite olmuş danışmanlık firmalarına çok iş düşecek.

 

- AB Çevre Faslının açılması ülkemize ilave sorumluluklar ve yenilikler getirecek. İzleme Denetleme Yönetmeliği’nin bu yeni uygulamalara hazırlanma anlamında çok önemli olduğunu ve disipliner bir görevi olduğunu düşünüyorum.

 

- Karbon Yönetimi konusunda, özellikle karbon emisyonunu azaltıcı yatırımlarda sertifikasyon konusu, yatırımcılara önemli destekler sağlıyor. Bu nedenle enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, karbon azaltımı projelerinin yatırımı yapıldığı zaman mutlaka sertifikasyon konusu düşünülmeli.

 

- Bu konuda, dünyada yapılan en önemli yatırım olan ve Birleşik Arap Emirliklerinde yer alan sıfır emisyon şehri MASDAR çok güzel bir örnek. PointCarbon firmasının danışmanlığını yaptığı bu şehir, dünyada sıfır emisyon olan tek şehir ve “rüya şehri” olarak tanımlanıyor. Neden bizim şehirlerimizde, şirketlerimizde, operasyonlarımızda ya da organizasyonlarımızda sıfır emisyonlu örnekler olmasın.

 

- Bir diğer önemli konu, ülkemizde karbon saydamlık projesi olarak başlayan, karbon envanterini belirleme çalışmaları. Bu konunun oldukça geniş yelpazede ele alınması gerekiyor. Başlangıç noktası olarak, şirketinizin belirlediğiniz kapsamda hesaplayacağınız karbon emisyonu envanteri, strateji çalışması ile birlikte enerji verimliliğine kadar ulaşarak, şirketlerin para kazanması ile sonuçlanıyor. Buradaki temel anlayış ölçmek, azaltmak ve kazanmak. Ölçemediğinizi, azaltamazsınız ve kazanmazsınız.

 

- Pointcarbon; BP plc, HSBC, Chevron, GlaxoSmithKline gibi firmaların karbon emisyon envanterleri projelerinde danışmanlık yaptı. Bunun yanı sıra, envanter hesaplarının belirlendiği standart olan ISO 14064 standardının oluşturulmasında PointCarbon direktörlerinden Einar Telnes görev aldı.Telnes aynı zamanda Türkiye ile olan ilişkileri ve projeleri yönetiyor.

 

Einar Telnes: Karbon piyasasının hacmi genişliyor

Geçtiğimiz günlerde Türkiye’ye gelen Einar Telnes ise karbon yönetimi alanında gelişmiş ve gelişmekte ülkeler arasındaki farkların her geçen gün azalmakta olduğunu ifade etti. Emisyonları azaltmak için ülkelerin politikalar üretmekte olduklarını ve gerekli pozisyonları almak için çaba harcadıklarını ifade eden Telnes, hayata geçirilen düzenlemeler ile birlikte karbon piyasasının hacminin genişlemekte olduğunu vurguladı.

 

Türkiye piyasasında önemli fırsatlar olduğunu söyleyen Telnes “Bu konuya son derece profesyonel yaklaşan şirketler olduğunu görüyorum. Sektörlerinin lideri olan firmalar karbon salımlarını açıklamak ve azaltmak üzere çalışmalar yapıyor ve geleceğe hazırlanmaya çalışıyorlar” dedi.

 

Stratejik iklim değişikliği danışmanlığı…

Çevre yönetimi ve karbon yönetimi konusunda adım atmak isteyen yöneticilere önerilerini sorduğumuz Birol, öncelikle bu konuların şirketin ana konuları arasında yer aldığına ve bunlar için zaman, emek harcanması gerektiğine inanılması gerektiğini ifade etti. Bu bilinç aşamasında olan firmaların ihtiyaçları net bir şekilde belirledikten sonra, konuları daha derinlemesine irdelemek ve ufuk turu yapmak üzere, bu konuda çalışan danışmanlık firmaları ile temasa geçmeleri gerekiyor. Bu sürecin öğretici olduğunu, orta ve uzun vadede şirketlerinin olası risklerinin azaltılması ve maliyetlerinin azaltılması ile sonuçlandırılacağını belirten Birol, seçilecek olan danışmanlık firmasının kalitesinin ve yapılacak olan işbirliğinin istenilen sonuçların alınmasında çok önemli rol oynadığının altını çizdi.

 

Bülent Birol bu süreçle ilgili şu bilgileri verdi:  “Sunmakta olduğumuz stratejik iklim değişikliği danışmanlığı, kurum ve şirketlerin iklim değişikliği beraberinde ortaya çıkan risk ve fırsatları, mevcut risk yönetimi sistemlerine ve iş stratejilerine entegre etme süreçlerinde ihtiyaç duydukları bir hizmet. Erken davranarak geliştirdiği iklim değişikliği stratejisi ile kendini konumlandırabilen ve rekabet gücünü artırabilen kuruluşlar, bu konuda büyük fayda elde edecekler. Bahsettiğimiz bu genel yaklaşım kapsamında her bir şirket özelinde de farklı stratejiler geliştirilmesi gerekiyor. Şirketlerin kurumsal yapıları ve faaliyet alanları birbirlerinden farklı olduğundan bu ihtiyaçları karşılamaya yönelik idari kapasite geliştirmek durumunda. İklim değişikliği stratejisi oluşturulurken tüm bu farklılıkların göz önünde bulundurulması gerekiyor. İdari kapasitenin sürece uyumlu / paralel bir biçimde geliştirilmesinde veya yeniden yapılandırılmasında eğitim ve workshop çalışmaları kilit rol oynuyor. Workshop’lar kuruluşun veya içinde bulunulan sektörün kendine has gereksinimlerinin de tartışıldığı, yönetici ve çalışanların soru ve beklentilerini daha rahat ifade edebildikleri bir ortam sağlıyor. Tüm bu sürecin sonunda bizim için esas başarı ölçüsü, danışmanlar olarak proje sonunda kapıdan dışarı çıktığımızda kurumun iklim değişikliği yönetimini artık tamamen kendi kaynakları ile sürdürülebilir bir şekilde ve kurumsal kültürleri ile uyumlu olarak devam ettirebilmeleri. Çünkü iklim değişikliği gerçeği karşısında girişilen tüm bu çalışmalar ‘ad hoc’/geçici değil, oluşturulan belli bir usul çerçevesinde sistematik olarak devam ettirilmesi gereken çalışmalar.”

www.geleceginenerjisi.com

Ocak 2011