Veda Ederken - Hem Ucuz Enerji, Hem Yerli Sanayi
Değerli okurlar, sevgili güneş enerjisi sevdalıları;
4 Yıldan fazla bir zamandır içinde bulunduğum ve elimden geldiğince desteklemeye, örgütlemeye çalıştığım güneş enerjisi sektörü bildiğiniz gibi 01 Ekim 2009 tarihinde kurulan GENSED derneğimizle daha güçlenmiş ve artık profesyonel bir yapı içine girerek çok kısa bir zamanda büyük yol kat etmiştir. Aradan geçen 1,5 senelik zaman diliminde GENSED 75 kurumsal ve kişisel üye ile 18 onursal üye sayısını yakalayarak saygın ve tanınan bir dernek statüsüne ulaşmıştır. Bunda emeği geçen tüm arkadaşlarıma ve üyelerimize teşekkür etmek isterim. Kişisel olarak profesyonel meslek hayatıma farklı bir sektörde devam etme zorunluluğum nedeniyle de 30 Aralık 2010 itibariyle dernek başkanlığından ayrılmak zorunda kaldım. Artık bundan sonra bayrağı taşıma ve daha da ileriye götürme vazifesi sizlere ait olacaktır. Hepinize bu uzun, zorlu ve taşlı yolda başarılar dilerim.
Ne tesadüftür ki benim istifa etme ve bilişim sektörüne geçme kararını aldığım 29 Aralık 2010 tarihinde 2,5 seneden fazla bir süredir beklediğimiz 5346 sayılı YEK yasası meclisten onaylanarak geçti. Zaten bildiğiniz gibi 500 kW altı lisans gerektirmeyen uygulamalar için EPDK tarafından hazırlanan yönetmelik de 03 Aralık 2010 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmişti.
Şimdi isterseniz 5346 sayılı YEK yasasının detaylarına farklı bir pencereden bakalım. Burada benim dikkatimi çeken üç nokta var.
Birincisi, maalesef 13,3 c$/kWh garantili alım fiyatı beklediğimiz ve talep ettiğimiz fiyatın altında. Ama çok önemli değil, bir sıfırdan iyidir.
İkincisi, kurun Dolar Cent olarak verilmesi kafaları karıştıran bir konu. Neden daha önce konuşulduğu gibi Euro Cent değil? Kaldı ki yatırım ve üretim maliyetleri genelde Euro’ya bağlı. Buradaki kur riskine dikkat edilmesi gerekiyor.
Üçüncüsü, bugüne kadar bizlerin taleplerine karşın hükümet yetkililerinin AB serbest dolaşım yasası gereğince verilemez dedikleri yerli üretim teşvikinin verilmiş olması. Demek istenince veriliyormuş.
Benim 11 Ekim 2010 tarihli makalemi okuyanlar hatırlar. Başlık “Ucuz Enerji mi, Yerli Sanayi mi” idi. Şimdi gelinen nokta, hem ucuz elektrik, hem de yerli sanayi olacağı yönünde. Her ne olursa olsun, alım fiyatı düşük de olsa kanunun bu şekilde çıkartılmış olmasından dolayı ben Enerji Bakanlığımızı, TBMM Enerji Komisyonunu ve Meclisimizi kutlarım.
Bu kanun ülkemiz güneş enerjisi sektörünü ve özellikle yerli üretim yapmak isteyen yatırımcıyı hareketlendirecektir. Neden mi? Şimdi isterseniz küçük bir hesap yapalım.
60 MW PV panel üretim tesisinin kurulum maliyeti yaklaşık 5-6 milyon €, 60 MW güneş hücrelerinin üretim tesisinin kurulum maliyeti de yaklaşık 20 - 22 milyon €, 4-5 milyon €’da bina ve temiz oda yatırımı yapılacak olursa toplam yatırım tutarı yaklaşık 30 - 33 milyon € oluyor. Bu 60 MW’lık tesiste üretilecek PV panellerle kurulacak olan bir güneş santralından ise yılda ( 1600 kWh/yıl hesabı ile ) 96 milyon kWh enerji elde edilebilir.
Şimdi isterseniz kanunun yerli teşvikle ilgili kısmına bakalım.
* PV modüllerinin yerli ürün olması durumunda 1,3 c$/kWh
* PV modülünü oluşturan hücrelerin yerli ürün olması durumunda ise 3,5 c$/kWh fiyat 13,3 c$/kWh’lik alım bedeline ilave edilir.
Yani yerli ürünlerin kullanıldığı bir güneş enerjisi tesisini kurduğunuz ve buradan elde ettiğiniz enerjiyi şebekeye sattığınız zaman PV modüllerden 1,3 ve hücrelerden 3,5 olmak üzere birim kWh başına 4,8 c$ ( 3,6 c€/kWh ) ilave bir kazanca ulaşabiliyorsunuz. Bu da 96 milyon kWh’de 4,6 milyon $, yani 3,5 milyon € yapar. Yasa 5 yıl süre ile bu desteği verdiğinden bu 5 yılın sonunda siz sadece yerli üretim teşvik farkı ile 17,3 milyon €’yu yani yatırımınızın %50’sini geri almış oluyorsunuz. Bunu bence tüm yatırımcılarımızın düşünmesi gerekiyor.
Yasada benim gördüğüm en büyük sorun ise iletim sistemine bağlanacak olan YEK Belgeli güneş enerjisine dayalı üretim tesislerinin toplam kurulu gücünün 31.12.2013 tarihine kadar 600 MW ile sınırlandırılmış olması. Bu belki emekleme aşamasında olan bir sektör için iyi bir hacim gibi gözükse de Avrupa ve Dünya ölçeğinde gelinen noktalar göz önüne alındığında bizim önümüzü tıkayacak olan bir sınırlamadır.
Nedir dünyanın geldiği ve hedeflediği nokta?
Sadece 2010 yılında Avrupa’da 9.800 - 12.500 MW yeni PV sistemi kuruldu ve Avrupa’daki toplam kurulu güç 25.600 - 28.400 MW’a ulaştı.
Sadece 2010 yılında dünyada 12.400 - 15.700 MW yeni PV sistemi kuruldu ve dünyadaki toplam kurulu güç 36.000 - 39.000 MW’a ulaştı.
Almanya 17-18 GW, İspanya 3,2 - 3,5 GW, İtalya 3,2 - 3,5 GW, Çek Cumhuriyeti 1,5 - 1,7 GW, Fransa 1 GW ve Belçika 0,85 GW ile artık MW’ları bırakıp GW’ları telaffuz etmeye başlayan ülkeler oldu. Biz 2013 yılına daha 0,6 GW hedefini koyuyoruz. Bence hedefimizi biraz daha büyütmemiz ve en azından 1 GW’ı 2013 ve 8 GW’ı 2023 yılı için koymalıyız. Büyümekten, yatırımdan ve güneşten korkmamalıyız.
Bu arada IEA ( Uluslar arası Enerji Ajansı ) ve EPIA ( Avrupa PV Endüstrisi Birliği ) 2020 yılı için 390 GW, 2030 yılı için 900 GW ve 2050 yılı için 3.000 GW hedefini koymuş durumda. Her türlü ekonomik kriz ve diğer etkenlere rağmen büyüme hızını azaltmayan tek sektör şu anda güneş enerjisi ve bizim de bu rüzgarı arkamıza alıp ülkemizi yeni ufuklara doğru yönlendirmemiz gerekiyor.
Yani bu kanunun çıkışı beklenen bir son değil, tam tersi güneş sevdalılarının yol haritasının bir başlangıcıdır, bu uzun yolda çok daha büyük mücadeleler sizleri beklemektedir.
Evet, gelelim sadede. Her ne kadar başka sektöre geçsem de, dernek başkanlığından ayrılsam da her zaman ve her adımda sizlerin yanındayım, sektörü ve sizleri izlemeye devam edeceğim. Bakarsınız bir gün yine bu yollarda belki karşılaşırız.
Tüm okurlarıma bol güneşli, sağlıklı, mutlu ve başarılı bir 2011 yılı dilerim.
Her şey gönlünüzce olsun.
Levent Gülbahar
www.yesilekonomi.com
02.012011